Hint asıllı İngiliz yazar Amit Chaudhuri’nin yazarların “ikinci romanlar”ına verilen Encore ödülünü 1994 yılında kazanan kitabı. Romanlarının yanında öyküler ve şiirleri ile de tanınan yazar aynı zamanda klasik Hint müziği ile de ilgileniyor ve bu müziği Batılı türlerle bir araya getirildiği deneysel albümler de çıkaran bir sanatçı. Onun bu müzisyen tarafının ağır bastığı bir kitap bu ve eserin orijinal adı olan “Afternoon Raag”daki raag kelimesi de klasik Hint müziğindeki bir “mod”a verilen isim. Chaudhuri yirmi yedi bölüme ayırdığı kitapta bir yandan Oxford’daki öğrencilik yıllarını ve okulun yurt binasındaki hayatını, diğer yandan Hindistan’daki eski günlerini “hatırlıyor”. Hatırlıyor tırnak içinde yazılmalı çünkü kitap bir romandan çok yazarın hatırladıklarını, izlenimlerini içeriyor ve kitabın arka kapaktaki tanıtımında belirtildiği gibi “İngiliz ve Hint yaşamını yer yer eleştirel, yer yer de özlemle dolu bir tavırla” ele alıyor. Bir olay örgüsü yok kitapta ve bir bölüm hariç tümü yazarın ağzından yazılmış.
Yazar kitabı, genç yaşta ölen Hintli şarkıcı ve besteci Pandit Govind Prasad Jaipuwale’nin anısına ithaf etmiş ve özellikle Hindistan’la ilgili bölümlerde müziği odağına alarak yazmış eseri. Annesi de şarkı söyleyen yazarın Hindistan günleri kendi müzik öğretmenini de kapsayan anılarla dolu. İngiltere’deki öğrencilik yılları ise hayranı olduğu İngiliz dili ve edebiyatı ve belki de Hindistan’daki müziğe karşılık gelecek şekilde bir başka işitsel öğeyi, yurdun avlusundan, odalarından ve koridrolarından kendi odasına ulaşan sesleri dile getiriyor daha çok. Çok farklı iki kültürü ve dili kendisinde birleştirmiş ve uzlaştırmış görünen yazarın kitaptaki dili -her ne kadar temel olarak bir nostalji içeriyor olsa da roman- duygusallıktan uzak ve bir parça mesafeli bakıyor hatırladıklarına. “Annemi görmek, tanıdık bir bahçede tek başına gezinmek gibiydi” tarzında dokunaklı cümleler çok az var kitapta örneğin.
Kitabın her bir bölümünde sadece ya İngiltere ya Hindistan günlerini anlatan yazar, tek bir bölümde iki ülkedeki günleri birden dile getirmiş nedense ve yine tek bir bölümde bir genç erkekle bir genç kadını anlatırken (muhtemelen kendisi ve Oxford günlerinde eş zamanlı olarak çıktığı iki Hintli kızdan biri bu iki kişi) otobiyografik söylemi bir kenara koymuş. Bir roman olarak değil, duyarlı bir sanatçının hatırladıklarını paylaştığı ve özellikle de Hint müziğine saygısını gösterdiği bir eser olarak okunması gereken bir kitap bu ve zaman zaman taşıdığı lirizm ile bir düz şiir havası da taşıyor.
(“Afternoon Raag”)