Av Mevsimi – Yavuz Turgul (2010)

“Cinayet yerin bütün toprağı ile örtülse, yine de kendini belli eder”

Üç cinayet masası dedektifinin çözmeye çalıştıkları bir cinayet ile birlikte değişen hayatlarının hikâyesi.

Yavuz Turgul’dan bir polisiye. Türk sinemasının parlak örneklerini veremediği bir türde Yavuz Turgul’un bu denemesi de eli yüzü düzgün denebilecek seviyede ama bir türlü yeterince etkileyici olamayan bir çalışma olmuş. Hikâyesi hedeflediğinin aksine çarpıcı olamayan ve bunun da en temel nedeni senaryosu gibi görünen film yine de Turgul’un ustalığını esirgemediği mizansen anlayışı ve hikâye anlatma becerisi ile kendini gösteriyor.

Genç, hevesli ve entelektüel polisi oynayan Okan Yalabık filmin oyunculuk alanında en çok (ve aslında tek) öne çıkan ismi. Onun karakteri ile Cem Yılmaz’ın canlandırdığı karakterin zıtlığı hikâyenin değinmeye çalıştığı ama bunu oldukça zayıf bir biçimde yapabildiği bir tema olarak göze çarpıyor. Bir bakıma bir alaylı ve okullu çatışması çıkabilirmiş ve bunun üzerine film çok şey söyleyebilirmiş gibi duruyor ama pek derinliği olmayan diyaloglar ile bu zıtlık arada kaynayıp gitmiş görünüyor. Cem Yılmaz’ın oyununun en parlak anları ise türkü sahnesinde olduğu gibi şovlarındaki kişiliğe en yakın olduğu sahneler. Bunun dışındaki anlarda ise ya vasat bir performans veriyor ya da her an bir komedi şovuna geçiş yapacakmış gibi duruyor. Belki de fazlası ile popüler olmanın ve bu popülerliği örneğin bir tiyatro oyuncusu gibi başka kişilikleri canlandırarak değil kendini (en azından ima ettiği biçimde kendisini) ortaya koyarak kazanmasının doğal bir sonucu bu. Şener Şen ise canlandırdığı rolü tam anlamı ile içselleştirememiş ve sonuçta da bu rolün adamı değilmiş gibi duruyor. Üç farklı karakterin çözmeye çalıştıkları cinayetin hayatlarını nasıl değiştirdiğini anlatma iddiasındaki film bu iddiasının aksine (belki sadece Yalabık’ın karakterini hariç tutarak) cinayetin kendisi ile karakterlerin gelişimi arasında hemen hiçbir bağlantı kurmuyor. Buna hikâyenin önem verir gibi göründüğü ama cevabını merak ettirmekte yeterince başarılı görünmediği kim ve neden yaptı sorusunun hikâye ilerledikçe silinip gitmesini de ekleyince senaryonun epey bir elden geçirilmesinin gerektiği çok açık olarak gösteriyor kendini.

Kendi başına oldukça başarılı olan müziğin filmin atmosferi ile uyumu bir parça tartışmalı ve örneğin uyuşturucu tacirleri ile olan çatışmadaki caz esintili havası epey yadırgatıyor seyredeni. Müzik denince Cem Yılmaz’ın filmden de fazla popüler olan ve videosu internet ortamında epeyce seyredilen türkü söylediği sahneye de değinmek gerek. Evet iyi çekilmiş, Yılmaz’ın performansının da hayli iyi olduğu bir sahne bu ama süresinin uzunluğu ve hikâyeye bir katkısının olmadığı düşünülünce bu sahne adeta filme bir cazibe katmak için yaratılmış gibi duruyor. Senaryonun bu sahne örneğinde olduğu gibi “olmamış” başka bölümleri de var maalesef. Örneğin Çetin Tekindor’un inanmadan oynamış göründüğü güçlü iş adamı karakteri her diyaloğu ve davranışı ile klişelerden geçilmiyor veya Cem Yılmaz’ın ayrıldığı eşinin kesilen elektrik ile yaşadığı panik ve sonrasındaki yakınlaşma sahnesi bir parça daha ileri gidilse bir Cem Yılmaz şovuna dönüşebilirmiş gibi duruyor. Bu sahne senaryonun neden 2011’de “Altın Bamya” ödülünü hak ettiğini de çok net gösteriyor. Sıkı bir Amerikan polisiye dizisinin herhangi bir bölümünün senaryosunun kalitesinin gerisinde kalmış bir senaryo özet olarak karşımızdaki.

Filmi seyre değer kılan kimi unsurlar var yine de. Örneğin kapanışın zayıflığını düşününce daha da çarpıcı görünen açılış bölümü Türk sinemasında pek alışık olmadığımız türden ve oldukça etkileyici bir uzun kaydırma içeriyor. Uğur İçbak’ın fotoğraf güzelliği taşıyan (ama bir yandan da televizyon dizilerinde kullanıldığı şekilde sahneler arası geçiş için dolgu malzemesi gibi duran) İstanbul görüntülerini ve hikâye olmamış görünse de yönetmenin hikâyenin ruhuna uygun mizansen anlayışını da eklemek gerek buna. Özetle sık sık dile getirse de av ve avcı üzerine derdini anlatamayan senaryosu ile Turgul’un filmografisindeki parlak örnekler arasına giremeyen bir çalışma “Av Mevsimi”.

(Visited 249 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir