Lenny – Bob Fosse (1974)

“Hristiyanlığın veya dinin düşmanı değilim. Sadece insanların kiliseyi terk edip Tanrı’ya geri dönmelerini cesaret verici buluyorum”

Düzen karşıtı ve muhafazâkarlığa hayli ters düşen konuşmaları ile tanınan Amerikalı stand-up sanatçısı Lenny Bruce’un hayat hikâyesi.

Daha önce 1970 yılında çekilen “Dirtymouth” adlı filmle hayatı sinemaya aktarılan Lenny Bruce’un 1974 tarihli bu hikâyesi Julian Barry’nin sahne oyunundan kendisi tarafından sinemaya uyarlanmış ve kariyeri boyunca toplam beş uzun metrajlı film çekmiş Bob Fosse tarafından yönetilmiş. “Cabaret” ve özellikle “All That Jazz” adlı başarılı çalışmalarının yanında Bob Fosse’un bu filmi biraz geri planda kalıyor ve yeteri kadar çarpıcı bir etki bırakmıyor seyreden üzerinde.

Bruce’un komedi kulüplerindeki performansları, çoğunlukla striptizci karısı ile yapılan ve filme “cinéma vérité” havasını kazandıran sahte röportaj görüntüleri ve bu röportajlardan geçiş yapılan geri dönüşler ile anlatılan siyah beyaz film temel hedefi toplumun ikiyüzlülüğünü göstermek olan ve şovlarında müstehcenliğin sınırlarını zorlamaktan kaçınmayan komedyenin ismini kendisine isim olarak seçip odak noktasını açıkça söylüyor ama hikâye sona erdiğinde Bruce’u ne kadar tanıdığınızdan emin olamıyorsunuz. Senaryo sanki Lenny’nin kendisine değil de sözlerine, şovlarına ve neden olduğu tepkilere daha çok önem veren bir havada. Film polis, mahkemeler ve düzenin diğer koruyucularının rahatsızlığı ve tepkilerini açık bir alay konusu yaparken ve böylece konuşma özgürlüğünden yana açık ve kolay bir tavır alırken, komedyenin kendisi arada zaman zaman kayboluyor gibi.

Dustin Hoffman rolünün gerektirdiği tüm alaycılığı, kışkırtıcılığı ve dinamizmi başarı ile sergiliyor ve özellikle komedyenin düşüşe geçtiği dönemlerde sergilediği ve bilinen anlamı ile komediden uzaklaşıp kendi mahkeme kayıtlarını komedi malzemesi olarak kullandığı dönemleri hayli çarpıcı bir biçimde canlandırıyor. Burada Hoffman’ın karakterinin dramatik anlarının üstesinden komedi anları ile kıyaslandığında daha ustalıklı geldiğini de söylemek gerek. Komedyenin karısını canlandıran Valerie Perrine ise fimin asıl yıldızı adeta. Bu rolü ile Cannes festivalinden ödül ile dönen Perrine daha sonra pek de parlak gitmeyen ve çoğunlukla televizyon için yaptığı çalışmalar ile dolu kariyerinin en iyi performansını sergiliyor. Gerek röportaj sahnelerinde, gerekse karakterinin kişisel çalkantılarının içinde takılıp kaldığı anları gösteren bölümlerde parmak ısrtacak bir gerçeklik ile canlandırıyor rolünü.

Yine Bob Fosse ile birlikte çalıştığı ve Oscar kazandığı “All That Jazz” filminde olduğu gibi burada da başarılı kurgusu ile dikkat çeken Alan Heim ve ustalık dolu görüntü yönetiminin sahibi Bruce Surtees filmin yaratıcı kadrosunun dikkat çeken isimleri ve senaryodaki kimi aksaklıkları da olnlar örtüyorlar. Filmin sonlarında Lenny Bruce’un sarhoş hali ile sergilediği ve çöküşe doğru gittiğinin de göstergesi olan şovunu seyircinin gözünden ve kesintisiz çekimle gösteren sahne veya yine şov sahnelerinde komedyen kadar onu seyredenleri de yakın plan yüz çekimleri ile gösteren bölümler yönetmenin kimi incelikli tercihleri ve filme epey katkıda bulunuyorlar. Seyirci tepkilerini gösteren bölümler filmin hem en güçlü anlarından kimilerinin örneğini oluşturuyor hem de filmin kendisini zayıf düşüren tercihinin altını çiziyor: Doğurduğu tepkilere odaklanıp karakterinin kendisini yeterince işlememek.

(Visited 196 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir