Adam Yayınları, 2000’lerin başlarında “Şiir Klasikleri” başlığı altında yerli ve yabancı şairlerin şiirlerinden derlediği ve özel tasarımı olan kitaplar yayımlamıştı. Şık bir tasarım ve özel bir yazı karakteri (“Mrs. Eaves”) ile çıkarılan bu kitapların bir özelliği de boyutlarının küçüklüğüydü. Oktay Rifat’ın farklı kitaplarından seçilen şiirlerden oluşan ve şiirlerinden birinin adını taşıyan bu eser de işte bu kapsamda yayımlananlardan biriydi.
Şiirleri seçen Memet Fuat’ın kısa önsözünde belirttiği gibi “… belli bir anlayışa bağlı kalmayacak, şiirin her türlüsünü deneyecek” bir şairdi Oktay Rifat ve Fuat’ın seçimleri de şairin bu özelliğini vurguluyor. Sadece üç dizeden oluşan şiirler de (“Manzara”) var kitapta ve bu şiirlerin bir kısmı bir “haiku”nun biçim ve içeriğine sahip adeta, nispeten uzun ve bir Yunan tragedyasından esinlenip o tarzda yazılmış şiirler de (“Yakarıcılar”). Rifat’ın kitaptaki şiirleri arasında, başlatıcılarından olduğu Garip akımının örneklerinden (“Tecelli”), halk şiirini hatırlatanlardan (“Telli Telefon”), fabl havası taşıyanlardan (“Fadik ile Kuş”) ve hikâye(ler) anlatanlara (“İstanbul Şiiri”) kadar, şairin ne kadar geniş bir alanda ürettiğini gösteren örnekler var ve bu nedenle de kitap şairi “tanımak” için iyi bir fırsat sağlıyor henüz onun şiirine aşina olmayanlara.
“Ağzımın Tadı” şiirindeki “Ağzımın tadı yoksa / … / Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen, / Bu darağacı suratlı toplum” dizeleri ile bugünün Türkiyesi’nde yaşayan pek çok mutsuz kişinin derdini yıllar öncesinden dillendirmiş olan, “Kaval” şiirinde “Ölüm sürüye katılmaktır” diye yazan Rifat’ın, işçilerin bir evi inşa ederken, bir bakıma o evde yaşanacak hayatları da inşa ettiğini hatırlatan “Harç Çeken İşçiler” ve elbette kitaba adını veren “Nara Benzerdin” şiirlerini de içeren kitap çekici bir eser özet olarak. Sonda, kitaptaki her şiirin ilk dizesinden oluşan “İlk Dizeler Dizini” gibi ilginç bir tasarımı da olan kitapta şiirlerin tarihlerinin belirtilmemiş olması ise -özellikle mi yapılmış bilmiyorum ama- pek doğru olmamış.