“Rekabet dövüşçüyü zayıflatır çünkü rekabet mücadele değildir”
Bir jujitsu ustasının temiz kalma mücadelesinin hikâyesi.
Hem senaryoda hem yönetimde David Mamet adını görünce kötüler tarafından kuşatılmış, zekice tuzağa düşürülmüş bir insanın mücadelesini izlemeyi bekliyorsunuz. Bu film de tam da bu ama filmin temel sorunu da burada; ne tuzak hikâyesi yeterince zeki ve ikna edici ne de kahramanın yalnızlığı ve felsefesi yeterince etkili.
Kirli bir dünyada saflığını korumayı çalışan bir dövüş ustasının hikâyesinin sinemada pek çok farklı versiyonu var ve “Redbelt” Mamet’ın temiz ve teknik açıdan başarılı çalışmasına rağmen bu filmlerden sinema tarihine iz bırakanların arasına katılamayacak. Özetle, teknik açıdan iyi ama artistik açıdan sınıfta kalan bir film karşımızdaki.
Filmografisinde “House of Games” gibi başarılı çalışmalar olan Mamet bu filmi tipik bir dövüş sanatı ve aksiyon filmi olmaktan öteye taşımaya çalışmış ama bunda başarılı olamamış. İntikam filmlerinde felsefe üretme derdine düşmeden (intikamın yeterince felsefesi var sonuçta) daha sade ve başarılı örnekler için Charles Bronson filmlerini görmek yeterli. Chiwetel Ejiofor ve Emily Mortimer’in diğer oyunculardan bir adım önde göründüğü film özellikle karakterleri açısından herhangi bir orijinallik içermese de yönetmenin temel temalarını içermesi ve vakur bir dövüşçüyü öne çıkarması ile sıkılmadan seyredilebilir bir statüde.
(“Kırmızı Kuşak”)