Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ilk kez 1961 yılında yayımlanan otuz yedi şiiri. Tanpınar şiirleri Yeditepe Yayınları’na daktilo ile kendi yazdığı nüshalarla teslim etmiş ve bu baskıda kitabın sol sayfalarında bu orjinal nüshalar, sağ sayfalarda da şiirler yer alıyor. Hem Tanpınar’ın orijinal nüshalar üzerindeki tashih ve değişikliklerini hem de farklı bir isimle basılan şiirlerin orijinal isimlerini görmek kitaba ayrı bir keyif katıyor. Önsözü yazan Oğuz Demiralp, Tanpınar’ın esin kaynaklarından (Yahya Kemal, Fransız şairler Mallarmé ve Valéry), sık tekrarlanan temalardan söz ediyor ve yazarın şiirini “tinsel ve dilsel bir serüven” olarak tanımlıyor. Kitapta “Ne İçindeyim Zamanın” veya “Bursa’da Zaman” gibi çok bilinen ve artık klasik olmuş şiirlerin yanında, Tanpınar’ın şiirine aşina olmayanların belki de ilk kez okuyacağı eserler de var.
Şiirlerin orijinal adları kitapta neden değiştirilmiş bilmiyorum ama orijinal nüshalar üzerindeki “Kitapta …. olmuş” ifadelerinin şaire ait olduğunu varsayarak en azından bilgisi veya onayı olduğunu anlıyoruz. Bu isim değişiklikleri genel olarak daha “farklı” okumalara açık isimlerin daha “normal” (bir başka deyişle, şiirle daha çabuk ilişkilendirilebilecek) isimlere dönüşmesi şeklinde gerçekleşmiş. Örneğin “Sfenks” şiirinin adı “Yavaş Yavaş Aydınlanan”, “Yılan”ın adı ise “Bendedir Kokusu” olmuş.
Tanpınar’ın zaman, rüyâ, sükût veya hülya sözcüklerinin sıklıkla kullanıldığı şiirleri gerçekten de Yahya Kemal Beyatlı’dan ve Ahmet Haşim’den esintiler taşıyan “eski usül” şiirlerden. “Rıhtımda Uyuyan Gemi” son iki dizesi (“Gidip de gelmeyenleri / Beyhude Bekleyenleri…”) ile Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi” adlı klasiğine bir gönderme olsa gerek. Klasiklerinin yanında, “Ölüm şifasıdır her üzüntünün”, “Siyah açar güller ve siyah öter / Ömrün son gecesinde öten bülbüller” veya “Anlarsın ölüm yoktur geçen zamandan başka” gibi güçlü dizelerin yer aldığı Tanpınar’ın şiirleri metafizik çağrışımları (“Geçmiş gibi, farketmeden / Öbür yüzüne aynanın”) ile de ilginç ve önemli yapıtlar.