Rus yazar ve şair Mihail Lermontov’un gerçek bir klasik olan eseri. Kendisinden sonra gelen ve aralarında Turgenyev, Dostoyevski ve Tolstoy gibi isimlerin de olduğu pek çok büyük edebiyatçı üzerinde ciddi etkileri olan ve özellikle şiirleri ile Rus romantizminin en önemli isimlerinden biri kabul edilen Lermontov’un bu kitabının kahramanı olan Peçorin adlı subay, yazarın etkilendiği İngiliz yazar Byron’un eserlerindeki kahramanları hatırlatıyor. İngiliz tarihçi ve eleştirmen Lord Macaulay “Byronik Kahraman – Byronic Hero” ifadesi ile tanımlanan bu karakterleri “gururlu, karamsar, alaycı, meydan okuyucu, kalbinde ıstırap ve acı olan, kendi gibi olanlara tepeden bakan, intikamında amansız ve derin ve güçlü tutkuları olabilen” birisi olarak tarif ediyor ve açıkçası Lermontov’un kitabındaki Peçorin karakteri hem bu özellikleri birebir taşıyor hem de Byron’un kahramanlarının Rus romanlarındaki karşılığı olan ve “Lüzumsuz Adam” olarak adlandırılan tiplemenin de tam bir örneğini teşkil ediyor. Varoluşsal problemleri olan, sıkılan ve başkalarını incitmekten sakınmayan ve bundan rahatsız olmayan bu kahramanlar/anti-kahramanlardan biri olan Peçorin ile ilgili olarak yazar önsözde “… gerçekten bir portredir, ama tek bir kişinin portresi değildir; kuşağımızın gittikçe artan kötülüklerinden yaratılmış bir portredir” diye yazmış.
1800’lü yılların Rusya’sındaki toplumsal yaşamın eleştirel bir tablosunu çizen romandaki (anti)kahraman Peçorin’in tam da yukarıda belirtilen karakteristik özelliklerinin bir sonucu olan düellosunun, henüz 26 yaşındayken bir düelloda hayatını kaybeden Lermontov’un hayatı ile çakışması ilginç bir tesadüf ama kendisi de bir romantik olan ve Peçorin’in kimi özelliklerini taşıyan bir yazar için belki de o denli şaşırtıcı değil. “Kafkas’ların Şairi” olarak da adlandırılan Lermontov’un bu romanı Kafkaslar’da ve Rus, Çeçen, Kazak, Tatar, Ermeni veya Oset gibi çok farklı etnik tiplerin bir arada yaşadığı ve çatıştığı günlerde geçiyor. Sadece kahramanının ve dönemin toplumunun benzersiz bir resmini çizmekle kalmayan, romantizmi (ama gerçekçilikle bezenmiş ve dönemin gençlerinin büründüğü/bürünmeye çalıştığı bir romantizmden bahsediyorum), amaçsızlık ve sıkılmışlıkla sarılmış kahramanı ile de önemli olan ve beş kısa hikâye biçiminde yazılmış ilginç bir roman bu.
(“Geroy Nashego Vremeni”)