The Box – Richard Kelly (2009)

“Bir teklifim var. Düğmeye basarsanız iki sonucu olacak. Dünyada herhangi bir yerde tanımadığınız biri ölecek ve karşılığında bir milyon dolarınız olacak. Karar için yirmi dört saatiniz var”

Evlerinin önüne bırakılan bir kutu ve bu kutudaki düğmeye basmaları karşılığında para önerilen bir ailenin hikâyesi.

Roman ve hikâyelerinden sinema ve televizyonun bolca yararlandığı Richard Matheson’un bir kısa hikâyesinden uyarlanan film ilginç bir çıkış noktası yakalayan ama bu çıkıştan hemen sonra vasat bir bilim kurgu/gerilim eserine dönüşen bir çalışma. Matheson’un da bir Fransız edebiyatçı, tarihçi ve diplomat François-René de Chateaubriand’dan aldığı tema, zengin olmanın koşulu olarak tanımadığı bir insanın ölümü teklifi karşısında insanların tutumu, hayli çekici ama hikâye bununla ve alınan kararın sonrasındaki bedelle ilgili iken film bu çarpıcı temayı bir kenara koyup anlamsız açıklamalarla ve gelişmelerle dolu sıradan bir düzeyde saplanıp kalıyor.

Başrollerdeki Cameron Diaz ve James Marsden’ın en yumuşak ifadeler ile vasat olarak nitelenebilecek oyunculuklarının da katkıda bulunmadığı film çarpıcı bir kısa hikâyeyi bir uzun filme dönüştürmeye çalışırken senaryo iyice raydan çıkmış görünüyor ve orijinal hikâyenin bittiği yerden sanki yeni ve sıkıcı bir hikâye başlıyor. Gizlilik nedeni ile “anlatabileceklerim sınırlı” diye başladığı bir konuşmada biz seyirciler olan biteni anlayalım diye anlatabileceği ne varsa nerede ise tümünü anlatan bir adam, gerilim yaratmak amacı ile tasarlanmış ama gülmenizi kimsenin yadırgamaması gereken kütüphane sahnesi ve erkek kahramanın en güçlü insanı bile ürkütmesi gereken bir anda bilim adamı olduğu için normal karşılamamız gereken bir şekilde sakin bir yaklaşım gösterdiği “üç kapıdan birini seçme” sahnesi pek çok örneği verilecek anlamsızlıklardan sadece birkaçı. İnsanların zenginlik hırsı ile ahlâki değerlerin ne kadar dışına çıkabileceğini ve bunun sonrasını tartışan bir hikâyenin sinemasal karşılığı herhalde bu olmamalıydı.

“Donnie Darko” gibi çok başarılı bir ilk uzun metrajlı filmi olan yönetmen Richard Kelly’nin önce “Southland Tales” ve onun ardından da “The Box” gibi sıradan eserlere imza atması gerçekten ilginç. Mutlaka seyredilecekse düğmeye basıp basmama ile ilgili karar ve hemen arkasından teklifi yapan kişi ile görüşme sahnesinin ardından filmin bittiği varsayılıp gerisinden uzak durmalı.

(“Kutu”)