“Burası New York: Dünya gökdelen şampiyonu; şık dolandırıcıların ve çokbilmişlerin sahte altın külçe sattığı şehir; ve yeryüzünde gömülü gerçeğin yapay bir gözden çok daha sahte çıktığı bir yer”
Radyum zehirlenmesinden ölmekte olduğu teşhisinin yanlış olduğunu öğrenen bir kadının, ölümünün haberini yapmak isteyen gazetecinin New York davetini kaçırmamak için hasta rolü yapması ile gelişen olayların hikâyesi.
James Street’in “Letter to the Editor” adlı kısa hikâyesinden yola çıkarak senaryosunu Ben Hecht’in yazdığı, William A. Wellman’ın yönettiği bir ABD yapımı. Hecht’in baş erkek karakteri yakın arkadaşı John Barry Barrymore’u düşünerek yazdığı ama yapımcı David O. Selznick’in alkol problemi nedeni ile bu oyuncuyu ret etmesi üzerine projeden çekildiği filmin senaryosuna Budd Schulberg, Dorothy Parker, Ring Lardner Jr., Moss Hart, Sidney Howard, Robert Carson ve George S. Kaufman da katkı sağlamışlar adları jenerikte geçmese de. Sinema tarihinin tamamen renkli çekilen ilk “screwball komedi”si (kadın karakterin öne çıktığı, özellikle 1930’lu ve 40’lı yıllarda popüler olan bir romantik komedi türü) olan film başrol oyuncusu Carole Lombard’ın çok eğlenceli performansı ile keyif verdiği bir çalışma. Senaryosu hayli parlak anların yanında zaman zaman sıradan anlar da barındıran çalışma özellikle ikinci yarısında, artan temposunun da katkısı ile eğlendirmeyi başarıyor seyircisini.
Dönemin iki yıldız oyuncusunun (Fredric March ve sadece 5 yıl sonra henüz 33 yaşındayken bir uçak kazasında hayatını kaybeden Carole Lombard) baş karakterleri canlandırdığı bu eski usul Hollywood komedisi Ben Hecht’in gazetelere epey sataşan ve onların sahte haberlerini alaya alan hikâyesi ile ilgi çekiyor öncelikle. Sahtelik içinde sahtelik barındıran hikâye bu yazının girişinde yer alan ve açılışta dile getirilen sözlerin de vurguladığı gibi bu sahteliğin merkezi New York’u da alıyor hedefleri arasına ve sansasyon peşinde koşan bir medyayı ve toplumu hedef tahtasına koyuyor eğlenceli içeriği ile. Filmde ana karakterlerden yardımcı karakterlere herkesin bir yalanın, aldatmanın ve sahteliğin peşinde koştuğu hikâye komedisini de bu içeriğinden ve Carole Lombard’ın performansından alıyor çoğunlukla. Kadının New York’u gezme fırsatını kaçırmamak için, kadının doktorununun eski bir intikam hikâyesi için, gazeteci olan adamın daha önce sahte bir sultanla ilgili haber nedeni ile yitirdiği pozisyonu tekrar elde etmek için, gazetenin patronunun tiraj için, Avrupa’dan gelen doktorların para için; kısacası herkesin kendisine özel bir nedenle bulaştığı bir sahteliğin toplum için ne kadar “normal ve gerekli” olduğunu da gösteriyor film ve seyircisini kimi zaman güçlü kimi zaman ortalama esprileri ile keyiflendiriyor.
1954 yılında Norman Taurog yönetiminde ve Dean Martin – Jerry Lewis ikilisi ile “Living It Up” adlı yeni bir versiyonu da çekilen filmin hikâyede kadının “hastalığının” nedeni olarak gösterilen radyum zehirlenmesine yaklaşımı üzerinde ayrıca durmak gerekiyor. 1910’lu ve 20’li yıllarda (filmin 1937 yapımı olduğunu düşünürsek, oldukça yakın bir geçmişte) yaşanmış ve ölümlere yol açmış (daha açık bir ifade ile söylersek iş cinayetlerine neden olmuş) bir olayın komediye konu edilmesi problemli bir yaklaşım kuşkusuz. Dönemin “radyum modası”nın gereği olarak saat kadranlarını kendiliğinden parlayan radyum içerikli malzemelerle boyayan bu kadınların trajedisini doğrudan kullanıyor hikâye ve hatta saat fabrikasının olduğu kasabaya giden gazetecinin zehirlenen kadını aramaması için uyarılmasını da gösteriyor. Ne var ki Hecht’in senaryosu bu durumu -bir komedi kalıpları içinde de olsa- bir eleştiri konusundan çok, bir komedi kaynağı olarak kullanıyor tamamen. Kasabalıların gazeteciye kötü davranması da bu durumdan bağımsız bir yerel dil ve davranış şekli komedisine dönünüşüyor. Evet, eğlenceli bir komedi bu ama radyum kızlarınının trajedisinin üzerini de kaba bir şekilde örtüyor ne yazık ki.
Sahtelik vurgusunu sporun (eğer buna spor denebilirse) buna en yakın türü olan Amerikan güreşi ve Broadway’daki bir şov üzerinden de gerçekleştiren filmin bazı esprilerinin ve sahnelerinin zorlama olması veya hikâyeye uygunsuzluğu da dikkat çekiyor. Çocuğun cebinden çıkan sincap, hayli uzun tutulan bir Broadway şovu veya sondaki “Her yeri sel basmış” esprisinin örnek gösterilebileceği bu problemli yanlarına karşın kimi göndermeleri ve oyuncularının performansları ile durumu kurtarıyor film. Klasik bir Holywood oyuncusu olsa da modern tonlar taşıyan oyunculuğu ile Carol Lombard ve yardımcı rollerdeki Walter Connoly (gazete patronu), yer aldığı sahneye damgasını basan Maxie Rosenbloom (gazete çalışanı), Charles Winninger (kadının doktoru) ve Sig Ruman (Viyanalı doktor) komediyi zenginleştiren çalışmaları ile filme önemli birer katkı sağlamışlar kesinlikle. Dönemin ABD Başkanı Roosevelt’in balıkçılık merakı ve tutucuların komünizm korkusu gibi çeşitli olgulara göndermeleri de bulunan film, özet olarak klasik Hollywood’un -yeterince çok ve güçlü olmasa da- güldürmeyi ve eğlendirmeyi başaran komedilerinden biri.
(“Yalancılar Şahı”)