Rus yazar Dostoyevski’nin ilk kez 1846 yılında bir dergide yayımlanan novellası. “Yedinci dereceden bir memur” olan Goladkin’in kendisine tıpatıp benzeyen ve onunla aynı adı taşıyan bir adamla karşılaştıktan sonra yaşadıklarını içeren kitap bir “kişilik yarılması” hikâyesi anlatıyor ve deliren kahramanının başına gelenleri, esinlendiği söylenen Gogol’un “Palto” ve “Burun” adlı hikâyelerindeki sosyal bir çerçeveye sahip bakışın yerine psikolojik bir bakışla anlatıyor okuyucuya. Kitap 2013 yılında Richard Ayoade’nin senaryosu ve yönetmenliği ile günümüze taşınarak, “The Double” adı ile sinemaya aktarılmış ve başrolde Jesse Eisenberg oynamıştı.
Silik bir adam olan Goladkin’in kendisininkinin taban tabana zıt bir karakteri olan “ikiz”i ile karşılaşmasını Dostoyeskvsi, kahramanına ne uzak ne de yakın durarak anlatıyor ve onun gördüğünü/işittiğini düşündüklerinin imkânsızlığını altını çizmeden ama gizlemeden de anlatıyor bize. Yazar olarak -çok kısa bir süreliğine de olsa- anlatıcı rolünden sıyrılıp kendisinden de bahseden Dostoyevksi, adamın yaşadıklarını kitabın tamamında bir an bile ondan ayrılmadan dile getiriyor ve nerede ise kitaba birinci ağızdan yazılmış bir hava veriyor. Kendisinin aksine çekici, başarılı, karizmatik ve özgüveni yüksek olan bir adamla yüz yüze gelen adamın trajedisini anlatırken, onun kendini içine düşürdüğü komik durumlardaki acınası halini etkileyici bir şekilde aktarıyor. Kitabın derdini bir şizofren vakası olarak da yorumlamak mümkün ama asıl olarak bir kişilik arayışı söz konusu burada ve sahip olduğu kişilik içindeki mutsuzluğundan sıyrılmak arzusu içindeki bir adamın hayal ettiklerinin “gerçeğe dönüşmesi” olarak da okunabilir eser. Kendisinden daha çekici ve bir başka “ben” yaratan adamın karşı karşıya kaldığı (ve aslında kendisinin yarattığı veya neden olduğu) dünyanın tekinsizliği ve korkunçluğunu anlatan bu kitabın, Dosyoyevski’yi vasat bir yazar olarak niteleyen Nabokov tarafından onun en iyi eseri olarak nitelendiğini de ekleyelim. Yazarın büyük klasiklerinden tema ve biçim olarak farklı bir yerde duran kitap ilginç bir eser olarak okunmayı hak ediyor.
(“Dvoynik”)