Pescuit Sportiv – Adrian Sitaru (2007)

“Ne istediğini bilmelisin. Kafana göre olta atamazsın”

Arabaları ile çarptıkları bir hayat kadınını yanlarına alarak yollarına devam eden bir çiftin hikâyesi.

Dijital formatta çekilip sonradan 35 mm’ye aktarılan bu film düşük bir bütçe, küçük bir kadro ve kısıtlı mekanlarda çekilen o bağımsız filmlerden. Elbette bu tanıma uygun olarak bol ve doğal diyaloglar, el kamerası ile çekilmiş sahneler ve samimi oyunculuklar da var burada. Bu tür minimal filmlerin seyirciyi (özellikle bu tarza pek sıcak bak(a)mayan seyirciyi) yanında tutabilmesi için karakterlerin gerçek hayattakilere yakınlığı, diyalogların gerçekçiliği, mizah/kara mizah içermesi ve tüm bunların sonucunda da seyirciye yansıyan bir sıcaklığa sahip olması gibi kriterleri tutturması gerekiyor. Filmin başardığı da işte tam bu.

Kamera açı/karşı açı standardında ama farklı bir yönde çalışıyor konuşma sahnelerinde. Kamera (çoğunlukla) dinleyenin gözü yerine geçiyor ve karşıdakine olan uzaklık ona göre ölçülüyor, göz (kamera) ara sıra konuşana değil başka bir yere bakıyor, sonra geri tekrar konuşana dönüyor vs. Benzer şekilde örneğin olta ile balık avlama sahnesinde görüntüde karakterin gördükleri ama kamera onun gözünde olsaydı ne gösterecekse onların tümünü içerecek şekilde yer alıyor; oltanın gözün görme alanındaki kişiye en yakın ucundan başlıyor görüntü. Kısacası sık sık kamera göz oluyor.

Üç ana oyuncusunun da hayli başarılı olduğu film bir çift ve aralarına karışan bir üçüncü kişisi ve hikâyesi ile Polanski’nin “Nóz w wodzie – Sudaki Bıçak” filmini ciddi ölçüde çağrıştırıyor, üçüncü kişinin yüzme bilmediğini iddia etmesi dahil olmak üzere. Onun gibi klasikleşecek bir başyapıt değil kesinlikle ama hayli eğlenceli ve Polanski’nin filminin ciddiyetinin aksine kahramanlarının “sıradan zavallılıklarına” odaklanan bir mizah havasını tercih etmiş yönetmen. Hareketli kamera zaman zaman yorucu olsa da sürekli değişerek karakterlerden birinin gözü olması ile ilginçliğini artıran ve rol yapmanın, farklı görünmeye çalışmanın yoruculuğu ve sahteciliğinin yerine açık oynamayı koyan bu film sonuçta hayli keyifli bir çalışma.

(“Angling” – “Hooked” – “Olta”)

(Visited 88 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir