“Size tavsiyem: Daha ileri gitmeyin”
Mc Carthy’nin faşizan eylemlerinin Amerika’yı kasıp kavurduğu 1950’li yıllarda bir kadın gazetecinin devlet içindeki bu odaklara karşı bir FBI ajanı ile birlikte mücadelesinin hikâyesi.
Özellikle 70’li yıllarda Amerikan sineması devlet kurumlarındaki yozlaşma ve komplolar üzerine başarılı eserler üretti; “Three Days of the Condor”, “Serpico”, “All the President’s Men” vb. Bu film de bu başarılı örneklerin üzerinden gitmeye çalışan ama onların hemen her anlamda çok uzağına düşen bir çalışma veya bir başka deyişle zayıf bir taklidi.
Senaryosu ve Kelly Mc Gillis’in vasat oyunu filmi zaman zaman Miss Marple’ın televizyondaki maceralarının yanına taşıyor. Olmasa da olur karakterler (Jessica Tandy’in canlandırdığı yaşlı kadın gibi), kısır ve katkısı olmayan diyaloglar (trendeki yakalama sahnesindekiler gibi) ve olay örgüsünün zaman zaman sığlaşması sanki bir TV filmi seyrediyorsunuz havasının doğmasına neden oluyor.
70’lerin liberal sol eğilimli ve yukarıda örneklerini verdiğim filmlerin aksine bu film yönünü ve amacını belirlememiş gibi. Yaratmaya çalıştığı atmosfer örneğin bir Hitchcock filminin çok uzağında ve bu bağlamda gardaki o kaçış ve yakalama bölümlerini bu usta çekseydi ne kadar farklı olurdu diye düşünmemek elde değil. Filmin siyasi ve sosyal yanı da baştaki kısa bölüm dışında tamamen geride bırakılınca ve polisiye yanı da zayıf kalınca geriye keyifli bir seyir için pek bir şey kalmıyor açıkçası.
Gerilim anında espri yapan erkek kahraman karakterlerin Bruce Willis’den de önce var olduğunu görmek, Mc Carthy faşizmini ve bunun Amerika’yı nasıl çığrından çıkardığını hatırlamak, “problem sistemde değil insanlarda; bir kahraman gelir ve kötüleri yok eder” mesajına bir kez daha ama bu kez yumuşak bir şekilde maruz kalmak ve 80’ler Reagan Amerika’sının kısmen politik içerikli filmleri bile nasıl dönüştürdüğünü görmek için…
(“İstenmeyen Şahit”)