Vivir Es Fácil con los Ojos Cerrados – David Trueba (2013)

Vivir es facil con los ojos cerrados“Korku içinde yaşanmaz. İspanya’da pek çok insan korku içinde yaşıyor. Siz gençler bunu değiştirmelisiniz. Hayat köpek gibidir, korktuğunuz hissederse ısırır”

Bir filmde aldığı rol nedeni ile İspanya’da olan John Lennon’ı görmek için yolculuğa çıkan bir öğretmenin ve yolda yanına aldığı iki gencin hikâyesi.

İspanyol David Trueba’nın yazdığı ve yönettiği bir film. Beatles’a ve özellikle de John Lennon’a hayran olan ve sınıfında İngilizceyi Beatles şarkıları aracılığı ile öğreten yalnız bir öğretmenin hikâyesi olan film sıcaklığı, hümanizmi, sevgiyi kutsaması ve elbette Beatles hayranlığı ile dikkat çeken bir çalışma. Adını grubun “Strawberry Fields Forever” şarkısının sözlerinden alan film, hep tahmin edilir bir şekilde ilerlese de Franco döneminin atmosferini de yedirmeyi başardığı içeriği ve dokunaklı anlatımı ile ilgiyi hak ediyor kesinlikle.

Hikâye öğrencilerine İngilizceyi Beatles’ın “Help” şarkısı üzerinden öğretirken, şarkının derin anlamı üzerine de konuşan bir öğretmenin görüntüsü ile başlıyor. Javier Cámara’nın kendisine hayran bıraktıracak bir ustalıkla ve müthiş bir gerçekçilik ve doğallık ile canlandırdığı ve okulda “Beşinci Beatle” lakabı takılan öğretmen karakterini akıllıca kullanıyor Trueba yazdığı senaryoda ve onun üzerinden filmine hem sıcaklık katıyor ve sürükleyici kılıyor hikâyeyi hem de Franco döneminin ülkedeki varlığından karakterler arası ilişkilere kadar her alanda onu bir araç olarak başarılı bir şekilde kullanıyor. Bunu yaparken sosyal veya siyasi açıdan çok yeni şeyler söylemiyor açıkçası ve hikâye Lennon ile tanışma çabasının sonucu hariç tutulursa, beklendiği şekilde ilerliyor ve sonuçlanıyor. Ne var ki Trueba’nın asıl ilgisi ve seyircinin de ilgisini çekmek istediği alanlar başka ve bunu da başarıyor kesinlikle. İspanya sinemasının Oscar’ı olarak kabul edilen Goya ödüllerini en iyi filmin de dahil olduğu altı dalda kazanan film popüler sinemanın kalıplarında ilerliyor olsa da ve tahmin edilebilir kimi klişelere başvursa da seyirciye o denli sıcak ve samimi bir hava veriyor ve baş karakterini o denli sevdiriyor ki başarı çizgisini hep yukarıda tutuyor.

Öğretmen ve yolda yanına aldığı iki gencin (biri polis olan babasının baskısından ve bardağı taşıran damla olarak saçını kestirmesine kızarak evden kaçan on altı yaşındaki bir erkek, diğeri evlilik dışı hamileliği üzerine gözlerden gizli doğum yapması için ve sonrasında da muhtemelen çocuğunu terk etmek üzere bırakıldığı kurumdan kaçan bir kadın) çıktığı yolculuğun hikâyesi olan film bu üç karakterin yol boyunca hem birbirlerinin hem de kaldıkları bir kasabadaki kimi karakterlerin hayatlarına dokunmalarını anlatıyor bize. Üç karakterin de içtenliği ve hümanizmi filmi yapış yapış bir sevimliliğin kucağına düşürebilirmiş ama Trueba bu tuzaktan ustalıkla sıyrılmış. Bu başarıda oyuncuların da büyük payı var. Javier Cámara’ya eşlik eden iki genç oyuncu (Natalia de Molina ve Francesc Colomer) sade, zarif ve doğal oyunları ile filmin samimi havasına ve gerçekçiliğine ciddi katkıda bulunarak, bir başka filmde klişe durabilecek pek çok gelişmeyi seyre değer ve ilginç kılıyor. Usta müzisyen Pat Metheny’e ait olan ve onun bir başka usta isim olan Charlie Haden ile birlikte seslendirdiği müziği ve Daniel Vilar’ın hem hikâyenin hem havanın sıcaklığını seyirciye yansıtma başarısı gösteren görüntüleri de bu oyunculuklara yakışır düzeyde seyrediyor hep ve filme çekicilik katıyor.

Filmin politik değinmelerinde özel bir şey yok ama ülkenin havasını hem diyaloglar aracılığı ile hem de kimi gelişmelerle ve objelerle (yoldaki askerler, dağa kazılan Franco yazısı gibi) hikâyesinin parçası yapmış Trueba. Belki de faşist diktatör Franco’nun ülkeyi yönetiyor olmasının sembolü olarak güçlünün güçsüzü hep tokatladığı (rahip öğrenciyi, yaşlı bir kadın genç bir kadını, baba oğlunu, küçük kız oyuncak bebeğini vs.) hikâyede, Katalan – İspanyol çekişmesi gibi konular da filme yakışan bir hafiflikte yerlerini bulmuşlar. Herkesle iletişim kurabilen öğretmenin buna rağmen hayatının bir gerçeği olan yalnızlığı, iki gencin bir yandan aşkı ve hayatı öğrenirken diğer yandan büyümeleri ve filmin adının da vurguladığı gibi (ve dönemin diktatör yönetiminin de gereği olarak belki de) gözleri kapalı olarak yaşamanın kolaylığı üzerine olan bu hikâye, kimi gerçek olaylardan esinlenmiş olması nedeni ile ek bir cazibeye de sahip. Öğretmen karakteri Juan Carrón Gañàn adlı bir İspanyol’dan esinlenerek yaratılmış Trueba tarafından. Gañàn, Richard Lester’ın “How I Won the War” adlı filmin çekimleri için Almeida’da olan Lennon’ı ziyaret etmiş gerçekten ve şarkı sözlerinin plaklarda yer almadığı o yıllarda dinleyerek çıkardığı şarkı sözlerini yazdığı defteri Lennon’a göstermiş ve o da eksiklikleri tamamlayıp, hataları düzeltmiş. Herkesin sahip olmaya can atacağı böyle bir hatırayı içeren, müziğin ve müzisyenlerin bazen kendilerinden çok uzakta ve çok başka hayatlar yaşayan insanların hayatlarına nasıl değebileceğini anlatan bu dokunaklı film görülmeyi hak ediyor.

(“Living is Easy with Eyes Closed” – “Gözleri Kapalı Yaşam Daha Kolay”)

(Visited 120 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir