Yeryüzüne Dayanabilmek İçin – Tezer Özlü

Tezer Özlü’nün 1980’li yıllarda yurtdışından Türkiye’deki çeşitli dergilere yazdığı yazılardan Sezer Duru’nun yayıma hazırladığı bir kitap. Özlü yurtdışında katıldığı film ve tiyatro festivallerinden kitap festivallerine kimi etkinliklerden izlenimlerini ve notlarını aktarırken, edebiyattan çeviriye farklı alanlarda da kalem oynatmış bu yazılarda ve kimi sevdiği yazarların “ardından” yazmış. Dünyaya “kötümser” bakışını eserlerinde sıklıkla yansıtan Tezer Özlü’nün bu yazıları daha “tarafsız” bir gözün eserleri olarak çıkıyor karşımıza. Kitaptaki ilk yazı onun “Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum” cümlesi ile tamamlanırken, bir sonraki yazıda İtalyan yazar Luigi Malerba’dan esinlenerek, kendine sorduğu “Neden edebiyat?” sorusunu “Yeryüzüne dayanabilmek için” diye cevaplıyor Özlü ve kitabı hazırlayan Sezer Duru işte bu cümleyi kitaba ad olarak koymuş ve kendi tanıtım yazısını (“Hazırlayanın Notu”) da “… (sanattan) öğreneceklerimiz sonsuzdur. Bu kahredici düzende bize mutluluk verenler de… (sanat eserlerini) yaratanlar ve yapıtlarıdır” diye bitirmiş.

Kafka’dan Zweig’a, Celal Sılay’dan Sevgi Soysal’a kimi ünlü sanatçılar için yazdığı orijinal metinlerin yanısıra Tarkovski ile yapılmış bir röportajın Özlü tarafından yapılmış bir çevirisi veya kimi Alman yazarlarla kendisinin yaptığı konuşmalar da yer alıyor kitapta. Röportaj metinleri hariç tutulursa, Özlü’nün yazıları diğer kitaplarının aksine çok daha fazla “pozitif” bir havaya sahip ve bir sanatçının başka sanatçıların eserleri üzerine yazdıklarını (örneğin film festivallerinden izlenimler) okumanın keyfini yaşatıyor kesinlikle. “Sıradan” bir sanatseverden çok daha farklı bir gözle bakılıyor sonuçta bu eserlere. Özellikle filmlerle ilgili yazdıkları (örneğin Erden Kıral’ın “Ayna” filmi üzerine nispeten uzun bir analiz var kitapta) temel olarak hikâyelerinin analizine odaklı ve bu bağlamda da doğal bir çekiciliğe sahip hem edebiyat hem sinemaseverler için. Tarkovski röportajının ortaya koyduğu sanatçı profili ise SSCB döneminin bu en “maneviyat” odaklı büyük ustasının kadın erkek ilişkileri ve eşitliği konusunda nerede ise “kadın ile erkek eşit değildir, farklıdırlar” inancındakilerle hemfikir olduğunu gösterecek kadar ilginç bir içeriğe sahip.

Yazıların birinde en sevdiği yazarlardan biri olan Cesare Pavese’den bir alıntı ile şöyle diyor Özlü: “Yaşanılacak bir yaşam vardır. Üzerine binilip dolaşılacak bisikletler vardır. Yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak günbatımları vardır.” Kırk iki yaşında intihar eden bir yazardan kırk üç yaşında ölen Tezer Özlü’nün yaptığı bu alıntı ne tuhaf görünüyor şimdi. Yaşanılacak onca şey varken, genç yaşta ölen iki büyük sanatçı… Tezer Özlü’yü farklı bir boyutu ile bir kez daha tanımak ve daha da sevmek için okunması gereken bir kitap… ve elbette yeryüzüne dayanabilmek için.

(Visited 263 times, 10 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir