“Pornografik bir ilişkiydi. Öyleydi… tümüyle ve açık bir şekilde pornografik bir ilişkiydi. Bu pornografiydi: Seks, seksten başka bir şey değil, sadece seks…Orada sadece seks için birlikteydik. Yani seksin bir özelliği için. Bir gün kesinlikle gerçekleştirmek istediğim bir fantezim vardı. İnsanların genellikle fantezileri vardır ama bunun fantezi olarak kalmasını isterler… Bilemiyorum, söz gelişi çoğu kadının toplu seks fantezisi vardır. Ama kimse yarım düzine şişman kamyoncu tarafından tecavüze uğramak istemez. Böyle bir fantezi sadece fantezi olarak kalmalı. Ama bu farklıydı, bu gerçekleştirmek istediğim bir fanteziydi. Gerçekleştirmeye ihtiyaç duyduğum bir fanteziydi”
Bir dergiye verdiği ilanla sadece seks için bir araya geleceği bir erkek aradığını söyleyen kadın ile bu ilana cevap veren bir adamın ilişkilerinin hikâyesi.
Philippe Blasband’ın senaryosundan Frédéric Fonteyne’in çektiği bir Fransa, Belçika, İsviçre ve Lüksemburg ortak yapımı. Cüretkâr görünen konusu ve isminin aksine oldukça duygusal ve zarif bir çalışma bu ve iki başrol oyuncusunun (Nathaile Baye ve Sergi López) performansları ile ayrıca değer kazanmış. Bir belgeseldeki gibi -sadece sesini duyduğumuz- bir görüşmecinin sorularını cevaplayan ve adları hiç söylenmeyen kadın ve adamın anlattıkları üzerinden ilerliyor bu “basit” hikâye ve iki sıradan insanın sırlarının parçası yapıyor bizi. Takındığı belgesel tavrına uygun samimi ve dürüst görünümlü bu küçük hikâye alçak gönüllülüğü ile göz dolduran, ilgiyi hak eden bir yapıt.
Caddede yürüyen bir kalabalığı oldukça flu olarak gösteren görüntülerle açılıyor film ve bu görüntü üzerinde beliriyor jenerik yazıları. “Sokaktaki insan”lardan, herkes gibi olan, sıradan iki insanın hikâyesini anlatacağını söylüyor film bu şekilde. Final de benzer görüntülerle sona erdiğinde Fonteyne’in sokaktaki kalabalığın arasına girip içlerinden ikisini seçtiğini, hikâyelerini bize anlattığını ve sonra onları sokağa geri bıraktığını anlıyoruz. Onları bir bakıma tüm kimliklerinden sıyırarak önümüze getiriyor film ve birbirleri hakkında -isim ve adresleri dahil- hiçbir şey bilmemeleri gibi biz de haklarında, ilişkileri dışında hiçbir bilgiye sahip olamıyoruz. Bu da oldukça doğru bir seçim; çünkü film bir pornografik ilişkiyi (ve bunun gerçekleştirilebilirliğini) anlatıyor sadece ve karakterlerin kendileri değil, aralarındaki ilişkinin niteliği önemli olan.
Kadının kendisi ile görüşen adama (kameraya) söylediği şu sözlerle açılıyor film: “Kısa sürede bir kural belirlemiştik: Hayatımızdan bahsetmeyecektik ya da genellikle hayatımız olarak neyden bahsediyorsak. Yaş, isim, meslek; bütün bunları bir kenara bırakmıştık. Önemi de yoktu zaten. Ama bilerek alınmış bir karar değildi bu. Sadece öyle oluverdi”. Ardından adamın ilk konuşmasını dinliyoruz. Bu ilk iki konuşmadan aralarındaki ilişkinin sona erdiğini ve nasıl bir araya geldiklerini öğreniyoruz. İkisi de ilk ve anlaşılan son kez bu tür bir fantezinin içinde olmuşlardır. İlk kez bir kafede buluşurlar ve kadının önceden ayarladığı otele giderler. Yönetmen bizi otel odasının kapısının önünde bırakır onlar içeri girerken ve amacının ilişkideki “pornografi”yi göstermek değil, pornografik ilişkinin kendisini göstermek olduğunu açık bir şekilde ifade eder. Bu ilk buluşma ikinci buluşmayı ayarlamak için yapılan kısa konuşma ile sona erer. Birbirleri hakkında hiçbir bilgi talepleri olmaz çünkü adamın kadına sorduğu soruda (“Aramızdaki ilişkinin sadece cinsel olmasını arzu ettiğinizi mi söylüyorsunuz?”) olduğu gibi ilişkilerinin amaçlanan niteliği bunu zaten dışlamaktadır.
Cinsellik odaklı bir ilişkiyi başından sonuna ele alan bu mütevazı filmin bu denli zarif ve içten olabilmesi en önemli başarılarından biri. Gönüllü olduğu sürece iki taraf için de hayli keyifli ve basitliği nedeni ile diğer tüm ilişkilerin kaosundan potansiyel olarak uzak duran bir ilişki türünün sürdürülebilirliğini -hikâyenin sonunu baştan biliyor olsak da- ince ve tam da bir Fransız filminden beklenecek şekilde ele alıyor film. Hikâyeyi sanki bir belgesel mantığı ile anlatmanın kattığı sahicilik duygusu ve Baye ve López’in iki sıradan insana kattığı gerçeklik havası bir cinsellik öyküsünün bir “aşk” öyküsüne dönüşüp dönüşmeyeceğini ve dönüşürse sonucun ne olacağını merak uyandırıcı bir şekilde seriyor önümüze. İki insanın sadece cinsel beraberliğe ve bu beraberlik öncesindeki kısa sohbetlere dayalı bir ilişkiyi sürdürebilmesinin mümkün olup olmadığı üzerinde uzun uzun düşünmenizi sağlıyor hikâye film bittikten sonra da. İki kahramanımızın her hafta gittikleri otelde bir yaşlı adamla ve ardından da onun eşi ile olan konuşmaları ve yaşananlar bu mesele üzerinde sadece onlara değil, seyirciye de fikir ve malzeme sağlıyor. Pek çok insana başta ideal olarak görünecek bir ilişki tipinin (her türlü diğer ortaklıklardan ve bu ortaklıkların ilişkiye sokacağı olumsuzluklardan muaf bir ilişki tipi) er geç insanî olanın sınırlamaları ile karşı karşıya kalacağını söylüyor bize film; bizi insan yapan ve güçlendiren doğamızın bir yandan da zaaflarımızın ta kendisini oluşturduğunu düşündürüyor senaryo ve sunduğu final ile buruk bir cevap veriyor bu konuda. İlişkinin cinsel boyutunu diğer boyutların bozacağı ve tersi yönde bir ifadenin de aynı ölçüde geçerli olduğunu öne sürüyor bu kırılgan bir mutluluk havası olan Fransız filmi.
Otel odasının kırmızılığı ile, anlaşılan ilişkinin sadece şehvet etrafında kurulu olduğunu vurgulayan film cinselliğin de tıpkı romantizm gibi bir aşk oyunu türü olduğunu itiraf ediyor sanki. Aşk ilanı ve ayrılık sahneleri, ikilinin diyaloglarındaki sahicilik ve oyuncularının başarısı ile görülmeyi hak eden bir çalışma bu; tam bir Fransız filmi olmasına rağmen, o sinemanın zaman zaman yoran mızmız tavrından nasiplenmemiş bir yapıt karşımızdaki. Baye ve López’in karakterlerinin heyecan, tereddüt, keyif ve ilişkileri ilerdikçe ortaya çıkan ruhsal yorgunlukları dört dörtlük bir performansla sergilediği film karakterlerini hikâyesinin doğası gereği tanıtmıyor ve bu da onların yaşadıklarının belki de hak ettiği kadar umursanmamasına neden olabilir en azından bir kısım seyirci tarafından. Buna karşılık oyuncuların aralarındaki uyum ile bu problemi önemli ölçüde giderdiği açık olan film, seks ile romantizmin sürekli birlikteliğinin gerekliliği ya da imkânsızlığı üzerine olan hikâyesi ile ilgiyi hak ediyor.
(“An Affair of Love”)