“Acı bir hayal kırıklığı yaşamış öğretmenler ya çok etkili olurlar ya da çok tehlikeli.”
Yazı konusunda çok yetenekli bir gencin inzivaya çekilmiş bir yazar ile başlayan arkadaşlığının hikâyesi.
Gus Van Sant’tan “Good Will Hunting” ile aynı kategoriye alınabilecek bir film. Yetenekli bir genç, yönlendirici bir yetişkin, gencin içinde bulunduğu alt sınıftaki konumundan kurtulmasına aracı olacak yeteneği, gencin ilerlerken eski dostlarından uzaklaşması vs. bu filmde de yerlerini almışlar. Yönetmenin bir bağımsız Amerikan veya Avrupa sineması tadında başlayıp ana akım Amerikan sinemasının kalıpları ile ilerlemeye başlayan ve finaline de o kalıplar içinde ulaşan filmi yine de Van Sant’ın az da olsa dokunuşlarını hissettirdiği ve duyarlılığı ile etkileyebilecek bir eser olmuş.
Bir klaket görüntüsü ile başlayan film seyirciyi seyrettiğinin bir film olduğu konusunda uyararak bir anlamda bir “yabancılaştırmanın” peşine düşüyor ve doğal, yalın ve sıcak görüntüler içeren açılış jeneriği ile gerçek insanların gerçek görüntülerini aktaracak bir belgesel havası taşıyor ama film bu çıkışının gerisini getirmiyor çoğunlukla. Genç oyuncu Rob Brown’ın bu ilk oyunculuk deneyiminde hani nerede ise kendisini oynuyormuş hissini veren sade oyunculuğu ve yönetmenin gençlerin günlük hayatına dışarıdan değil içeriden bakmış havası veren tarzı bu filmin en sağlam taraflarını oluşturuyor. Finalinde Matt Damon’ın kısa bir sahnede sürpriz bir şekilde göründüğü film keşke girişteki havasını korusa ve bir genç ile bir yetişkin arasındaki dostluğun hikâyesini ve bu iki bireyin karşılıklı olarak birbirlerini dönüştürüp sınırlarını kırmalarına imkân vermesini klişelerden uzak daha yaratıcı bir şekilde aktarabilseydi diye düşünmemek elde değil.
“Good Will Hunting” filminde kahraman yeteneği sayesinde çıkışı ve umudu buluyordu ve burada da çok benzer bir durum var. Bu yaklaşım da şu soruyu getiriyor akla: Bu filmlerdeki gençler gibi çok “özel” bir yeteneği olmayan bir gencin yoksulluktan, eşitsizlikten, ırkçılıktan kurtulmasının yolu nedir peki? Adil ve eşit koşullar altında yaşayabilmek için “özel” yeteneklerimiz mi olması gerekiyor? Film eşitsizlikler üzerine hiçbir şekilde odaklanmadan sadece genç kahramanının çıkış hikâyesine takılmayı tercih ediyor. Üslup açısından da arada bir iki yavaşlatılmış görüntü filme herhangi bir yenilik katmıyor doğal olarak.
Dostluk ve dostların birbirleri için yapabileceği fedekârlık üzerine Gus Van Sant’tan hafif bir film. Bir açıdan edebiyat üzerine bir güzelleme olarak da görülebilir ama yönetmenin diğer pek çok filmin aksine çarpıcılığı az ve kalıcılığı yok.
(“Forrester’ı Bulmak”)