“Neden film çekmelerine izin verelim? Hep aynı yoksulluk, hep aynı ızdırap; göstermek istedikleri tek şey bu. Bütün gringolar bizi sömürmek için geliyorlar buraya. Kitap basıp, film çekiyorlar ama bize asla yardım etmiyorlar”
Kolombiya sokaklarındaki yoksulluk ve sefalet üzerine belgesel çeken sinemacıları takip eden bir sahte belgesel hikâyesi.
Kolombiyalı sinemacılar Luis Ospina ve Carlos Mayolo’nun birlikte yönettikleri ve senaryosunu Mayolo’nun yazdığı bir sahte belgesel. Her ikisinin kariyerinde de ağırlıklı olarak kısa filmler ve belgesellerin yer aldığı iki sinemacı bu kısa filmlerinde (29 dakika sürüyor film) bir sahte belgesel hikâyesini getirirken karşımıza; belgeselcilerin dürüstlüğü, konularını ve görüntüledikleri insanları kullanış şekilleri ve genel olarak sinemasal gerçeklerle ilgili eğlenceli bir hikâye anlatıyorlar bize. Kolombiya’nın ikinci büyük şehri olan Cali’nin yoksul bölgelerinde görüntüleyecekleri “kurban”larının peşine düşen ve gerektiğinde bu kurbanları yaratmaktan da çekinmeyen bir yönetmen ile bir kameramanın gelişmiş ülkelerin geri kalmış/gelişmekte olan ülkelerin sinemacılarından bekledikleri yoksulluk hikâyelerine de göndermede bulunan, görülmesi gerekli bir kısa film.
Yaşadıkları toplumdaki yoksulluğu, geri kalmışlığı ve ızdırapları Batı’ya pazarlayan sinemacıların bir eleştirisi temel olarak bu film. Bir Alman televizyon kanalı için Cali’deki sefaleti görüntülemeye soyunan ve birini de Carlos Mayolo’nun canlandırdığı iki sinemacı (bir yönetmen ve bir kameraman) belgesellerini etkileyici kılmak için gerçeklerle az ya da çok oynamaktan hiç kaçınmıyorlar. Müdahaleleri bir binanın önünde dilenmekte olan yaşlı bir adama elindeki sadaka kutusunu sallamasını söylemek veya süs havuzunda yüzen çocukları teşvik etmek için suya para atmak gibi “masum” eylemlerden iki kişiye yoksul karı koca rolünü oynatmak ve ezberlettikleri diyalogları söyletmek gibi büyük yalanlara kadar uzanıyor. Tüm bunların nedeni ise Avrupalıların ilgisini çekecek bir belgesel yaratmak. Sokak çocukları, dilenciler, evsizler, fahişeler ve yoksullar gibi ızdırabın farklı boyutlarındaki karakterleri bir araya getiriyorlar çekimler boyunca ve bunun için de tuttukları bir takside “Peki neye ihtiyacımız var? Deliler, dilenciler, sokak çocukları… Başka ne tür yoksulluklar var?” türünden konuşmalar yapıyorlar. Özetle söylemek gerekirse, filmin İspanyolca alternatif ve İngilizce isminin de söylediği üzere yoksulluğun kanını emen bir vampir gibi davranarak çekiyorlar filmlerini yönetmenler.
Filmin eğlenceli içeriğinin yanında, bir diğer çekici yanı da sahte bir belgesel çeken iki sinemacıyı anlatan bir sahte belgesel olması. Bizim seyrettiğimiz belgeselin görüntüleri siyah beyazken, çekimine tanık olduğumuz diğer belgeselin görüntülerini renkli olarak oluşturmuş yönetmenler. Bu çifte sahtelik durumu filmi ilginç kılarken, Luis Ospina ve Carlos Mayolo ikilisi hikâyelerinin içeriğini hep eğlenceli kılmayı başarıyorlar. Sonlardaki sürpriz ile seyirciye hoş bir şok da yaşatan filmde belgeselin çekimine tanık olan ve tepki gösteren (“Kan emici vampirler! Buraya sadece uzaklardaki insanları güldürmek için geliyorsunuz”) halkın görüntülerini de gösteriyor bize film. Tepki verenlerden birinin sözleri üzerinden Robert Vincent O’Neil’in 1976 tarihli “Paco” adlı filmini de (Kolombiyalı küçük bir yetim çocuğunun hikâyesini anlatır bu film) halkın yoksulluğunun sinemadaki sömürüsüne örnek gösteriyor Ospina ve Mayolo ikilisi.
Belki politik açıdan biraz elini geride tutmuş film ve “mesajı” da fazla doğrudan görünebilir ama kısa süresi içinde önemli bir konuya hem eğlenceli hem düşündürücü bir biçimde yaklaşan dürüst bir eser bu. Batı’nın üçüncü dünya ülkelerinin sömürüsünün bir türünü hatırlatan ve bunu yaparken de eğlendiren, ilgiyi hak eden bir film ve 2007’de hayatını kaybeden Mayolo ve bu yıl Eylül ayında ölen Luis Ospina’yı hatırlamak için de bir fırsat.
(“The Vampires of Poverty”)