Hal Hellman’ın yazdığı ve TÜBİTAK’ın “Popüler Bilim Kitapları” dizisinden yayımlanan kitap, bilim tarihten seçilmiş on adet “çekişme”nin hikâyesini herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir dil ile anlatan bir çalışma. Yerleşik görüşlere aykırı bir yeni düşüncenin ortaya atılması, rekabet, hırs veya buluşun/keşfin/fikrin ilk sahibi olma mücadelesi gibi nedenlerle ortaya çıkan bu çekişmeler fiziksel boyuta dökülmese de kitabın epey sıkı kavga öyküleri anlatmasına fırsat sağlamışlar. Hellman kitaba yazdığı girişte çalışmasının kazananların olduğu kadar kaybedenlerin de öyküsünü anlattığını söylerken, “… bilim adamlarının da insani duygulara sahip olduğunu, gurur, tamah, saldırganlık, kıskançlık, hırs gibi duyguların yanısıra dini ve milli duygulardan da etkilendiklerini, hepimiz gibi hayal kırıklığına ve basiretsizliğe uğrayıp ufak tefek şeyleri dert ettiklerini, kısaca onların da birer insan olduğunu göstermek istiyorum.” diye belirtiyor hedefini ve genel olarak değerlendirildiğinde de bu hedefini tutturuyor. Yine girişte yazarın vurguladığı gibi çekişmelerin bir kısmının arkasında din ile bilimin çatışması yer alıyor ve dünyanın güneşin etrafında dönmesinden evrim teorisine uzanan farklı konularda bu çatışma kendisini hep gösteriyor.
Hellman bu kitabının benzerini tıp, teknoloji ve matematik alanlarındaki çatışmalar için de yazmış ve “çekişmeler” temalı bir dizi oluşturmuş bir bakıma. Yazar anlattığı çekişmeleri genellikle yaşandığı dönemin toplumsal koşullarını ve çekişmenin iki tarafının hayat anlayışlarını da içerecek bir şekilde ele almış ve çekişmenin konusu olan bilimsel kavramı da herkesin anlayabileceği bir şekilde sunmuş okuyuculara. Konuların uzmanları için muhtemelen çok da yeni bir şey söylemeyecek ve daha çok hızla okunabilecek bir eğlencelik olarak görünecek olan kitap, geniş halk kitleleri için ise hem öğretici hem eğlendirici bir havaya sahip. Hellman akıcı bir dil ile yazmış bilim tarihinden seçtiği on çekişmeyi ve tüm çekişmelerin temelinde yatan temel unsurları araştırmacı ve yorumlayıcı bir şekilde aktarmış. Hellman’ın ele aldığı on çekişme, tarafları ve konuları ile şu şekilde:
1) Papa VIII. Urban – Galileo (Galileo’nun evrenin merkezinde dünyanın olduğu ve dünyanın güneşin çevresinde döndüğünü söylemesi)
2) John Wallis – Thomas Hobbes (Geometri ile kalkülüs odaklı yaklaşımlar arasındaki çekişme)
3) Isaac Newton – Gottfried Wilhelm Leibniz (Kalkülüsün prensiplerini ilk oluşturanın kim olduğu tartışması)
4) Voltaire – John Turberville Needham (Türeme konusundaki “önceden-oluşumcu” ile “kendiliğinden türemeci” yaklaşımlarının çatışması)
5) Thomas Henry Huxley – Samuel Wilberforce (Evrim teorisi. Çekişmenin bir tarafında Darwin yer alıyorsa da, karakteri böylesine şiddetli ve bugün de süren bir tartışmanın tarafı olmaya uygun olmadığı için uzak durmuş bu kavgadan)
6) Lord Kelvin – Jeologlar ve Biyologlar (Kelvin’in dünyanın yaşı ile ilgili tahmininin önemli kuramlarla çelişmesi)
7) Edward Drinker Cope – Othniel Charles Marsh (Dinozor fosilleri ile ilgili çalışmaların sahipliği)
8) Alfred Wegener – “Herkes” (Wegener’in kıtaların kayması kuramını ortaya atması ve bu kuramla çok farklı disiplinlerin uzmanlık alanlarına “müdahale etmesi”)
9) Donald C. Johanson – Leakey Ailesi (Evrimin “kayıp halkası”nı kimin bulduğu)
10) Derek Freeman – Margaret Mead (“İnsan davranışını belirleyen ana unsur doğa mı yoksa yetişme mi” tartışmasında, Mead’in “yetişme”ye ağırlık veren kitabı)
Kitabın başka çağrıştırdıkları da var okunmasını ilginç kılan: Bilim tarihinin özellikle başlangıcında matematikçileriin aynı zamanda filozof olmaları örneğin ya da hemen her çekişme örneğinde gördüğümüz gibi yeni bir düşüncenin yerleşik düşüncelerin sahipleri tarafından (özellikle de dinî kurumlar) nasıl şiddetle reddedildiği. Bunların birincisi, ülkemiz okullarının müfredatından felsefenin dışlanmasını, ikincisi ise dinin hayatın her alanında bilimsel düşünceyi dışladığı ülkemizin içinde bulunduğu durumu hatırlatıyor elbette.
Bilim adamlarının kitapta yer alan örneklerdeki kimi yaklaşımlarının, “The Big Bang Theory” adlı sitcom’daki Sheldon Cooper karakterini hatırlatan hırslarının da izlerini bulacağınız, zengin bir kaynakçası olan ve Hellman’ın uzun araştırmalar sonucunda yazdığı eserin sonunda yazar çekişme konularının çözümü için, bir kurul ya da çalışma grubu oluşturulmasını, Amerikan Psikiyatri Derneği’nin eşcinselliğin bir hastalık olmadığı kararına tartışarak ve oylayarak varmasını örnek göstererek öneriyor. Belki bilim çevrelerinde bir nihai karara varmayı sağlayabilir bu yaklaşım ama genel kabul için yeterli olmayacağını, en azından geniş çevrelerin eşcinselliği hâlâ bir hastalıktan öte bir sapkınlık olarak görmesi gösteriyor olsa gerek.
(“Great Feuds in Science: Ten of the Liveliest Disputes Ever”)