Kiseki – Hirokazu Koreeda (2011)

“Sana bir sır vereceğim: Sakura treni Kagomisha’dan saatte 260 km. hızla kalkıyor. Tsubama treni de Hakata’dan 260 km. hızla kalkıyor. Birbirlerinin yanından hızla geçerken de bu olay meydana geliyor: Mucize. Aşırı enerji yüzünden. Bunu görenin dileği gerçekleşiyor, tıpkı bir kayan yıldız görmek gibi”

Boşanan bir çift, anne ile kalan on iki yaşındaki bir çocuk, baba ile kalan on yaşındaki kardeşi ve çocuklarının büyüğünün aileyi tekrar bir araya getirecek mucizeyi gerçekleştirmeye çalışmasının hikâyesi.

Hirokazu Koreeda’nın yazdığı ve yönettiği bir Japon yapımı. Kendisi de demiryollarına ve trenlere özel bir sevgisi olan yönetmenin yeni bir hızlı tren hattının açılışı nedeni ile özel bir demiryolu şirketinin “sipariş”i üzerine çektiği bir film bu. Japonca adı “Mucize” anlamına gelen film açılmakta olan yeni hat üzerinde karşılaşacak olan trenlerin görüntüsüne tanık olanların o sırada tuttukları dileklerin gerçekleşecek olmasına inanan bir çocuğun ailesini tekrar birleştirme çabasını anlatıyor. Başrollerde iki gerçek kardeşe rol veren yönetmen, onların ve diğer çocukların başarılı performansları ile bu biraz neşeli biraz hüzünlü aile dramını her zamanki sakin ve samimi sinema dili ile çekmiş. Bir kez daha, seyrettiğinizin gerçekliğine sizi kolayca ikna ediyor yönetmen ve hayatın içindeki o “gerçek” hikâyelerden birinin tanığı yapıyor.

Hikâye temel olarak üç farklı lokasyonda geçiyor: Hattın bir ucundaki Kagomisha ve hat üzerindeki Fukuoka şehirleri ile iki trenin karşılaşacağı Kawashiri kasabası. Bunların ilkinde büyük kardeş annesi ve onun ailesi ile birlikte yaşamakta ve sürekli olarak, ayrılan anne ve babasının tekrar birleşmesini düşünmektedir. İkincisinde ise küçük kardeş bir müzisyen olan babası ile birlikte yaşamaktadır ve ailenin parçalanmasını kabullendiği keyifli bir hayat sürmektedir. Bu iki kardeşi canlandıran Kôki Maeda ve Ohshirô Maeda seyrettiğimiz hikâyenin en büyük kozları olsa gerek. Ailenin parçalanmasını bir türlü kabullenmeyen ağabey rolündeki Kôki Maeda karakterinin hüzünlü ve inatçı halini yaşından beklenmeyecek bir olgunlukla ve sadelikle canlandırırken, mevcut durumun tadını çıkaran ve annesi ile babasının bir araya gelmelerini eskiden sürekli kavga etmeleri nedeni ile aslında pek de istemeyen küçük kardeşi oynayan Ohshirô Maeda eğlenceli ve hınzır karakterini yüzünden hemen hiç eksik etmediği bir gülümseme ile ve çarpıcı bir oyuncukla canlandırıyor. Yönetmenin çocuk oyuncuların peformanslarındaki katkısı çok büyük muhtemelen ama bu iki oyuncunun yakaladıkları doğallık hikâyeyi gerçek ve karakterlerini de elle tutulur kılıyor.

Kagomisha, bir volkana yakın bir şehir ve patlamış olan volkandan yağan toz ve kül sürekli olarak şehrin üzerine inmektedir. Adı Koichi olan büyük çocuk, boşanmadan sonra annesi ile birlikte büyük şehri terk ederek geldiği bu şehirde halkın volkan patlarken sakinliğini korumasına şaşırıyor sürekli ve neden bir şey yapmadıklarını anlamıyor, tıpkı ailesinin içine düştüğü duruma şaşırıp bunu değiştirmeye çalışması gibi (“Acaba dördümüz yeniden birlikte yaşayabilecek miydik?”). Ryunosuke adındaki küçük kardeş ise babası ile sürdürdüğü hayatın keyfini çıkarmakta ve annesi ile abisini özlese de mevcut durumun herkes için en iyisi olduğunun farkında olduğundan buna uygun davranmaktadır. Film büyük kardeşin planladığı “mucize” yolculuğu üzerinden ilerliyor ve iki kardeşe bu yolculuklarında eşlik eden beş çocuğu ve onların dileklerini de gündemine alıyor. Bir bakıma bir “çocuk filmi” bu; büyükler de var filmde ve onların da hikâyelerine tanık oluyoruz ama filmin asıl kahramanları başta iki kardeş olmak üzere yedi çocuk. Hirokazu Koreeda ana hikâyeyi her zaman odağında tutsa da diğer çocukların da hikâyelerini (ve dileklerini) ihmal etmiyor hiç ve her birini sıradan bir yan karakter olmaktan çıkarıp hak ettikleri zamanı veriyor onlara. Senaryonun hayli önemli bir başarısı bu; önemli çünkü bu çocukların her biri üzerinden ayrı bir aile hikâyesi kuruyor film ve aileyi bir kurum ve ilişkiler ağı olarak filmin odağına yerleştiriyor böylece. Yolculuk boyunca çocukları birlikte gördüğümüz sahneler başta olmak üzere, bu karakterlerin kendi aralarındaki konuşmaları da etkileyici bir doğallıkla oluşturulmuş ve küçüklerin dünyasının büyüklerinkinden ne kadar daha dolu, masum ve dürüst olduğunu gösteriyor bize.

Koreeda zaman zaman ailenin eski günlerinden sahneler yerleştiriyor akışa ve bunu eskiyi anlattığını özellikle vurgulamadan yapıyor. Bazıları mutlu, bazıları mutsuz bu anların ve hikâyeye -özellikle büyük çocuk için- bir nostalji katarken seyircinin de ailenin hikâyesini tüm boyutları ile kavramasını sağlıyorlar. Eskiye olan özlemin bir başka örneği de büyükbabanın çocukluğunun tatlısı olan karukan kekini yapmaya çalışması sürekli olarak. Bunları birlikte düşündüğümüzde, filmin kaybedilen şeylerin peşinde koşan karakterleri, onların arayışlarını anlattığını da söyleyebiliriz, aile kurumunun işlevleri ve bu işlevlerin yitirildiği zamanların yönetilmesinin zorluğu (ve zorunluluğu) ile birlikte. Finaldeki gerçekleşen ve gerçekleşmeyen mucizeleri ile aynı zamanda da bir büyüme ve dünyanın gerçekleri ile yüzleşme hikâyesi bu. Babanın büyük oğluna telefonda söylediği, “Büyüdüğünde sadece kendi hayatından daha fazlasını umursayan biri olmanı istiyorum” cümlesinin de vurguladığı gibi dünya ve oradaki kendi yeri ile barışık biri olmayı öğrenmenin hikâyesi bu seyrettiğimiz.

Koreeda’nın ustası olduğu samimiyet ve dürüstlüğün örneklerinden biri olan film belki yönetmenin diğer eserleri kadar çok güçlü bir sinema vaat etmiyor ama her zamanki gibi üst düzeylere taşınan dokunaklılığı ile kesinlikle görülmeyi hak ediyor. Şehrin üzerine kül boşaltan volkan kötü bir şeylerin varlığını vurgulasa da ve büyük çocuk için hayatının kötüye gittiğinin işareti olsa da, yaşlı adamlardan birinin söylediği gibi bu faaliyeti dağın hâlâ canlı olduğunu da söylüyor bize ve hikâyeye umut ögesini katıyor. Küçük, hoş, dürüst ve gerçekçi bir film bu ve yaşayan tüm karakterleri ile görülmeyi hak ediyor kesinlikle.

(“I Wish” – “Bir Dilek Tuttum”)

(Visited 123 times, 2 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir