Sofra Sırları – Ümit Ünal (2017)

“Ortağız, ortak! Artık bizi ölüm ayırana kadar beraberiz. Birlikte adam öldürdük. Evlenmek gibi bir şey bu, tamam mı? Nikâhlı karımsın artık, nikâhlı karımsın!”

Yemek yapmakta usta olan ama kocası tarafından ihmal edilen bir ev kadınının, etrafında peş peşe yaşanan ölümlerin şüphelisi olmasının hikâyesi.

Ümit Ünal’ın yazdığı ve yönettiği bir Türkiye yapımı. Sinemamızda son yıllarda eskiye göre daha fazla örnekleri verilen kara komedi türünde bir çalışma olan yapıt feminist içeriği, bir ev kadınından seri katil yaratan özgün içeriği ve mizahına kattığı melodram ile belli bir çekiciliği yakalayabilen bir film. Senaryosunun kimi unsurları yeterince işlenmemiş görünen ya da pek de gerekli olmayan, bazı diyalogları ise sorunlu olan film müzikleri (Erdem Helvacıoğlu), görüntü çalışması (Türksoy Gölebeyi) ve Demet Evgar’ın zor bir rolün altından tatmin edici bir şekilde kalkması ile ilgiyi hak eden bir yerli yapım.

Boğaziçi’ni gören ve içindeki eşyalardan eski olduğu anlaşılan, terk edilmiş bir evin içinden görüntülerle açılıyor film; sonradan Firuzağa’da olduğunu öğreneceğimiz evdeki, eskiden hemen her evde olan ve vitrin denen bir dolabın içindeki bir çocuk fotoğrafına yaklaşıyor kamera, sonra ani bir geçişle bir yemek programının jeneriği başlıyor ve kadın sunucunun bu tür programların abartılı ve yapay neşesi ile tanışıyoruz. Filme de adını veren bu programın ve sunucusunun “umutsuz bir ev kadını”nın hayali olduğunu anlıyoruz kısa bir süre sonra. Neslihan (Demet Evgar) çok iyi yemek yapan, kocasının (Ethem rolünde Fatih Al var) ilgisizliği, soğukluğu ve bir parça da kabalığına alışmış görünen bir ev kadınıdır ama o görüntünün arkasında işte böyle “gündüz düşleri” görmektedir aslında. Kendini hayal ettiği sunucunun ağzından duyduklarımız, Neslihan’ın kibar ve şefkatli bir kocaya duyduğu özlemi de anlatmaktadır bize. Öyküde hayatını ilk kaybeden Ethem olacak, arkasından üç cinayet daha gelecek ve üç komşu kadın (Elit Andaç Çam, Burcu Şeyben, Burcu Halaçoğlu), bu kadınların ikisi ile evli olan ve Ethem ile aynı işyerinde çalışan iki adam (Ferit Aktuğ, Emrah Kolukısa), çiçekçide çalışan genç bir adam (Fırat Altunmeşe), olayların yaşandığı yere atanan bir komiser (Alican Yücesoy) ve çalıntı yüklü bir paranın karıştığı kara mizah hikâyesi başlayacaktır.

Ümit Ünal’ın senaryosu kurgusu ve özgünlüğü ile dikkat çekiyor öncelikle ama çok önemsiz olmayan kusurları da var. Örneğin komiser karakteri az sayıda olmayan sahnesine rağmen öyküye bir şey katmıyor ve filmin sorunlu diyaloglarının bir kısmınının da sahibi olmuş. Başta Neslihan olmak üzere diğer karakterlerle ilişkileri veya cinayetlerin failini araştırma sürecindeki varlığı oldukça yüzeysel kalmış ve varlıkları ile yoklukları arasında nerede ise hiçbir fark yok; bir başka şekilde söylemek gerekirse, öyküde anlamlı bir işlevi olan bir karakter olamamış komiser. Bir diğer sıkıntı ise yemek programı ve sunucusu öğeleri: Kadının, içinde bulunduğu renksiz hayattan kaçma arzusunun sembolü olarak önemli bir işlevi var bu unsurların ama kesinlikle çok fazla kullanılmış ve Ünal’ın herhalde arzu ettiği “paralel öykü” de yaratılamamış; üstelik kendi başına eğlencesi ve gerilimi yeterli olan bir öykünün ağırlığını gereksiz yere azaltıyor bu seçim ve seyrettiğimizin odağının kaybolmasına yol açıyor zaman zaman. Senaryodaki bazı diyaloglar ve “espri”ler de yeterince güçlü değil ve genellikle bir televizyon güldürü programı düzeyinde kalmış görünüyor. Örneğin komiserin, yanında bir polis memuru ile Neslihan’ın evine geldiği sahnede kadına sorduğu “Yalnız mıyız?” sorusuna aldığı “Sizi bilmem ama ben yalnızım”cevabındaki mizah ancak “kötü espri” klişeleri ile dalga geçmek için yaratılmış olabilir ama ne bu izlenimi bırakıyor bu sahne ne de o iki karakter arasında bu tür bir diyalog yaşanması mümkün gerçekçilik açısından bakıldığında. Bu sorunlu diyalogun bir diğer örneği, komiserden duyduğumuz “Bizimki hayat değil, bayat” “esprisi”nde çıkıyor karşımıza.

Senaryonun, yukarıdaki pek de önemsiz olmayan kusurlarına rağmen, sinemamız için özgün sayılabilecek içeriği ve olayların kurgulanma şekli ile başarılı olduğunu ve tek tek sahneler bazında bakıldığında da çekici ve eğlenceli anlar yarattığını söylemek mümkün ve gerekli yine de. “Heimlich manevrası” sahnesinden çalıntı paranın insanların ikiyüzlü ahlaklarını ortaya koymasına, “Seni boşuyorum” sahnesinden (Bu sözün söylendiği kadının ilk tepki olarak, boşanmanın nereden çıktığını değil, boşanınca gideceği İstanbul’da ne yapacağını sorması senaryonun o komik olmayan tuhaflıklarından biri) cinayetlerin gerçekleşme şekillerine ve faillerinin kimliğine, film seyircinin ilgisini çekecek pek çok unsura sahip. Belki de en önemlisi, Ümit Ünal’ın kendine has bir film yaratması ve hemen her anında yeni ve taze bir öykü izlediğiniz hissini canlı tutabilmesi. Açılış ve final sahnesinin istanbul’da olması ve “Anadolu kasabalarında sürünmek” gibi diyaloglar üzerinden yaratılan ama arkası doldurulmayan öğelerin varlığı ise Ünal’in senaryo için yeterince zaman ayır(a)madığını akla getiriyor; oysa Ünal senaryo ile ilgili ilk taslağı uzun bir süre önce yazmış. Öyle olmasaydı, 1976’da doğmuş Ethem karakterinin, terminoloji olarak 1980 darbesi öncesindeki “anarşi” dönemi için kullanılan “sağ sol kavgası”na ve yürüyüşlere katıldığından söz eden bir diyalog yer almazdı senaryoda.

Yemek programı (hayal) bölümlerinde canlı ve parlak renklerin tercih edildiği, gerçek bölümlerde ise renklere adeta gri bir filtre uygulanarak kadının hayatındaki renksizliğin altının çizildiği filmin kapanış jeneriğinde Gaye Su Akyol’un yüreğe dokunan bir yorumla seslendirdiği “Biliyorum” şarkısının sözlerindeki karanlığın aksine “mutlu” bir son sunuyor bize Ümit Ünal. Neslihan’ karakterinin, içinde bulunduğu yaşam koşulları, evliliği ve ruh hâli ile Türkiye’deki ortalama bir ev kadını gibi bir çeşit hapis hayatı yaşadığı ve bu hayatın intikamını yaptığı yemeklerle birer birer aldığı bir öykü anlatıyor bu filminde Ünal ve Demet Evgar’ın performansından aldığı destekle keyifli bir sonuç elde ediyor, çeşitli sıkıntılarına rağmen.

(Visited 8 times, 2 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir