Edebiyatçı, siyasetçi ve akademisyen Selahattin Batu’nun ilk kez 1972 yılında yayımlanan kitabının adı her ne kadar “İspanya Büyüsü” olsa da sadece orada değil, Londra’da geçen günlerini de kapsayan bir gezi notları eseri bu. 1968’in Ağustos ayında vapurla çıkılan bir yolculukla başlıyor gezi ve Londra’daki Hampton Court’u anlattığı son notun tarihi Aralık 1969. Bu uzun geziden kitaba yansıyan notlar, bir klasik gezi günlüğünde göreceğiniz türden olmadığı gibi, rehber niteliğinde yazılar da değil. Daha henüz vapurdayken yazdığı notlardan başlayarak, gördüklerinin kendisinde bıraktığı izlenimleri ve zaman zaman da çağrıştırdıklarını yazmış Batu.
Kitaptaki notlar İspanya’nın Barcelona, Madrid ve Avila kentleri ile İngiltere’nin Londra kentinden izlenimleri getiriyor okuyucunun önüne. Tüm kitap hayli lirik bir dil kullanılarak yazılan notlardan oluşuyor ve kenti tanıtmaktan yazarın çok orada gezdiği müzelerdeki eserler, tarihî binalar ve parkları anlatıyor bize. Örneğin Barcelona’dan kitaba yansıyanlar, Batu’nun Picasso müzesinde gördüğü eserlerden yola çıkarak yazdığı ve sadece eserleri tanıtan değil, aynı zamanda onların çağrıştırdıkları ve sanatsal yaratıcılık üzerine düşünceleri aynı zamanda. Akdeniz uygarlığına övgülerin özellikle vapurda geçen günlerdeki notlara yansıdığı kitapta, yazarın hümanist bakışı da kendisini sıkça gösteriyor. Madrid’in “Velázquez mavisi” göklerinden yola çıkarak gökyüzünün genel olarak çağrıştırdıklarına, bir gece oturulan bir parktaki izlenimlerden yola çıkarak şehirlerde gece ve gündüz hayatlarının karşılaştırmasına ulaşan yazarın Madrid’de buluştuğu ünlü İspanyol filozof José Ortega y Gasset hakkında yazdığı “Düşünce şiirle karışmıştır onda” cümlesini bu kitabın kendisi için de rahatça kullanabiliriz sanırım.
İspanya’dan sonra, Londra’da Hyde Park ve diğer parklar, National Gallery’deki ve Royal Festival Hall’daki Van Gogh sergisindeki eserlerle ilgili notlarla süren kitapta, yazarın özellikle Van Gogh’un resimleri için yazdıkları hayli lirik bir anlatıma sahip ve neredeyse her bir tablo için birer “nesir şiir” yazmış Batu. Tanık olduklarına bir entelektüel gözü ile bakan ve ne hissettiyse onu yazan Batu’nun bir dönem milletvekili olduğunu hatırlayınca ve meclisin bugünkü “düzey”ini düşününce, yitirdiğimiz kimi değerleri de acı bir biçimde hatırlatıyor kitap.