“Tanrım lütfen bir sevgili bulayım ve partiye gidebileyim”
Günümüzde Rusya’da orta öğrenim çağındaki gençlerin ve özellikle kızların hikâyesi.
Hayatlarında sadece aşk, seks, sigara, içki ve müzik olan ve bunların dışındaki her şeyi ve diğer insanları dışlamış olan gençlerin zaman zaman özellikle genç oyuncularının büyük bir kısmının doğallığı ile belgesel tadı veren hikâyeleri, sergilediği manzara ile çok karamsar bir görüntü getiriyor karşımıza. Olumlu hemen hiçbir karakterin yer almadığı, büyüklerin acizlik ve anlayışsızlık içinde ne yapacaklarını bilemeden ortalıkta dolaştıkları bir film bu. Filmin odağında olan dokuzuncu sınıftaki üç genç kızın film boyunca üzerinde birkaç cümleden daha fazla konuşabildikleri tek konu gitmeyi planladıkları parti. Bunun dışında birkaç dakika içinde kıyafetlerden müziğe, seksten okul dedikodularına kadar geniş bir aralıktaki konuları tüketmeyi başarabiliyorlar. Belki de filmin söylemek istediği de bu; bu gençlerin hayatında “değer” taşıyan hiç bir şey olmaması ve tüm zamanlarını bir şeyleri “tüketerek” geçirmeleri. Etraflarındaki tüm yetişkinlerden nefret eden bu gençlerin bir an önce kadın ve erkek olma telaşlarındaki çelişki de dikkate değer.
Kameranın dışarıdan hiç müdahele etmediği bir havada çekilen film sadece göstermeyi hedefleyen ve yorum yapmayan tavrı ile inandırıcılığını yükseklerde tutuyor ama bir yandan da sinemasal açıdan derdinin ne olduğu ya da bir derdinin olup olmadığı sorusunu cevapsız bırakıyor. Filmin sık sık tehlikeli bir noktanın da etrafında dolandığını ve anlattıklarının aracı olan oyuncuları ve özellikle genç kızları “kullanmanın” sınırına yaklaştığını da belirtmek gerek.
(“Everbody Dies but Me” – “Ben Hariç Herkes Ölsün”)