Xingfu Shiguang – Zhang Yimou (2000)

“Paralarınız sahte olsa da iyi niyetiniz gerçekti”

Evlenebilmenin telaşındaki 50 yaşındaki bir adamın tanıştığı kadının üvey ve kör kızı ile gelişen arkadaşlığının hikâyesi.

Kariyerine Çin tarihinden hikâyelere odaklanan dramatik filmler ile başlayan ve 2002 tarihli “Ying Xiong – Kahraman” adlı yapımla birlikte parlak “wuxia – savaş sanatı” filmlerine geçiş yapan Çinli yönetmen Zhang Yimou’dan bir komedi. İçinde hüzün de barındıran ve gerek hikâyesi gerekse karakterleri ile Yeşilçam’ın benzer hikâyelerini hayli çağrıştıran film, dostluğa ve sevgiye inancınızı pekiştirecek türden, seyri keyifli ve hoş bir küçük çalışma özet olarak.

2008 Pekin Olimpik Oyunları’nın açılış ve kapanış törenlerinin yönetmenliğini üstlenerek oldukça göz alıcı bir iş çıkarmış olan Yimou’nun o törenlerin ihtişamından uzak ve alçak gönüllü bu filmi Türk sinemasının kimi klasiklerini çağrıştırabilir seyredene. Örneğin genç kızın kör olması ve baş kahramanımızın ve arkadaşlarının onu mutlu etmek için sürekli yalan söylemelerini işleyen sahneleri Memduh Ün’ün 1958’de siyah beyaz ve 1971’de renkli olarak çektiği “Üç Arkadaş” filmindekilere hayli yakın bir akrabalık taşıyor. Adamla birlikte genç kıza yardımcı olmaya çalışan saf ve iyi niyetli arkadaşları ise Ertem Eğilmez’in başarılı Arzu Film komedilerindeki karakterlerin arasından alınıp bu filme getirilmişler gibi duruyorlar. Bu karakterlerin topluca hastaneye gittikleri sahne veya genç kızın geride bıraktığı bir ses kasedini dinledikleri bölümü herhangi bir Eğilmez filminin içine rahatça yerleştirebilirsiniz örneğin. Diyaloglarından karakterlerine ve hikâyesinin gelişimine Türkiyeli seyircilere hayli sempatik gelecek bu tercihlerin bizdeki örneklerden ayrıştığı tek nokta ise filmin finali.

Benshan Zao tarafından gerekli ve yeterli bir sevimlilikle canlandırılan Zhao karakteri temiz kalpli, yoksul ve hayatını küçük yalanlar üzerine kursa da kesinlikle sevgi dolu ve iyi niyetli bir karakter. Tüm “mahalle” arkadaşları da ona eşlik ediyor ve hayatı sevgisizlik ve acı içinde geçen genç kör kızı mutlu etmek için sahte bir dünya kurmaya çalışıyorlar ona. Karakterleri tanıdıktan sonra hikâyenin nerelere gideceğini (finali hariç) kolayca tahmin eedebilirsiniz ama bu durum filmin çekici sevimliliğini azaltmıyor. Aksine ve özellikle de yukarıda bahsettiğim Türkiye sineması çağrışımlarını düşünürsek film bu tercihleri ile sizi samimi bir yakınlığa davet ediyor. İnsanların dayanıştığı, birbirlerinin mutluluğu için didindiği bu hikâye insana olan umudu diri tutan çalışmalardan biri ama elbette çözüm olarak sergilediği dayanışma bir sorgulama içermeyen ve ne olayların yaşandığı Çin ne de bir başka yerde gerçek anlamda geçerli olabilecek bir yöntem. Sonuçta ne kadar iyi niyetli olursa olsun “sahtelikler” üzerine inşa edilecek bir mutluluğun kalıcı olması mümkün değil. Yine de hikâyenin başında birbirlerini hiç tanımayan ve ortak herhangi bir yanları da varmış gibi görünmeyen iki insanın her türlü çıkar beklentisinden uzak ve yavaş yavaş gelişen dostluklarına tanık olmak insana, evet umut var dedirtiyor.

İlk oyunculuk denemesinde genç oyuncu Jie Dong inandırıcılığı ile bu duygusal komediye ciddi bir katkı sağlıyor ve finaldeki yüz ifadesi ile bambaşka bir çerçeve içinde de olsa Yimou’nun sinemasındaki kahramanları hatırlatıyor seyredene. Sinemasal özelliklerinden çok duygusallığı, sıcaklığı ve dayanışmanın güzelliklerini hatırlatan bu film klasik Türkiye sinemasından esintileri ile de ilgiyi hak ediyor.

(“Happy Times” – “Mutlu Günler”)

(Visited 66 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir