Cabron – Red Hot Chili Peppers (2002)

Stresli ve sıradan bir beyaz yakalı gününden sonra gecenin ortasında eve dönerken TEM boyunca sesin en üst noktasında defalarca dinlenen şarkı. O anda olunan yer her neresi ise oradan en uzak noktayı çağrıştırdığı için, Latin havasının “tüketilmiş bir gün daha” duygusunu unutma çabasına yardımı olduğu için, enerjinin akıtılacağı daha anlamlı alanlar olduğunu hatırlattığı için ve modern padişahlara kullukla geçen bir günü daha hafızadan silmek için…

Des Armes – Noir Désir (2001)

Grubun “Des visages, des figures” adındaki mükemmel albümünden mükemmel bir şarkı. Léo Ferré’nin bir şiirinden bestelenen bu şiir gibi şarkı (veya şarkı gibi şiir) sözlerine eldiven gibi uyan bir müziği olan, Bertrand Cantat’ın olağanüstü yorumladığı ve işte o çığlık çığlığa söylenmesi gerekenlerden. Şiirin zirvesindeki sözlere yakışan nefis bir müzik.

Silahlar, silahlar, silahlar
Ve elleri tetikte bekleyen şairler
Son sigaralarını yakmak için
Fransızca bir dizenin sonunda, “gözyaşı gibi parlak”

Miazoume – Takis Biniaris (1985)

Bir araştırma sırasında keşfettim bu şarkıyı. 1985’de Eurovision’da Yunanistan adına yarışmış. Videosunda biraz acemice/rahatsız bir şekilde şarkıyı söylüyor Takis Biniaris ama bu durum şarkının hissettirdiği hüzün ve tedirginliği daha da artırmış. Artık böyle baladlar yapmıyorlar…