Ilusiones Ópticas – Cristián Jiménez (2009)

“Tarot kartları ne söylüyor? Onunla yatacak mıyım, yatmayacak mıyım?”

Birbirlerine bağlanan farklı karakterler üzerinden anlatılan bir bakmak ve görmek hikâyesi.

Şilili yönetmen Cristián Jiménez’den yolları kesişen farklı karakterler üzerinden anlatılan bir hikâye. Geçirdiği ameliyattan sonra gözleri kısmen açılan bir adam, zorlukla bulduğu alışveriş merkezindeki güvenlik görevlisi işini bir tutkusunun peşinde koşmak için kullanan bir adam ve onun fiziksel özellikleri ile derdi olan kız kardeşi, adamın tutkuyla bağlandığı kleptoman kadın ve onun kocası ve işten atılan veya politik doğrucu bir deyişle yeni iş bulana kadar kariyer danışmanlığı alan bir adam ve onun dine kafayı takmış oğlu. Tüm bu karakterlerin ortak özelliğinin şu ya da bu ölçüdeki zavallılıkları olduğu söylenebilir. Jiménez bir başka Şilili yönetmen ve senarist olan Alicia Scherson ile birlikte yazdığı hikâyede kör adam üzerinden açık bir metafor ile diğer karakterler üzerinden ise dolaylı bir şekilde bakmak ile görmek arasındaki farkı veya bir başka deyişle optik yanılsamalarımızı anlatıyor.

Gözleri kısmen de olsa açıldıktan sonraki yeni hayatı ile baş edemeyen adam bu yarı görür hali ile renkler dışında her şeyi birbirine karıştırır ve sonuçta yeni hayatının hiç de beklediği gibi olmadığını anlar. Onunki açık bir yanılsamadır. Güvenlik görevlisi sorumluluğunu unutup kameradan fark ettiği kleptoman kadına tutku ile bağlanır ve her anlamda kullanılmasına rağmen bu tutkusunun karşılıklı olduğunu zanneder ve onunki de bir aşk yanılsamasıdır. Adamın kardeşi başta göğüslerinin küçüklüğü olmak üzere fiziksel özelliklerine takmış durumdadır ve ameliyatla göğüslerini büyülterek çekici olmanın peşindedir ve sounçta yanlış bir umudun peşine düşmekten kaynaklanan bir yanılsama içinde yaşar. Film bu ve buna benzer yanılsamalar içindeki karakterlerinin yanlış umutlarını, küçük zavallılıklarını ve acizliklerini hafif bir komedi tonu içinde ele alırken güldürmekten çok gülümsetmeyi ve en çok da belki bizden karakterlerine sempati dolu bir “acıma” duygusu ile yaklaşmamızı istiyor.

Belirsiz bırakılan (öpecek mi öpmeyecek mi) son karesi hariç karakterlerinin “mutsuzlukları” ile başlayan, süren ve biten film oyuncularının öne çıkmayan ama doğal kelimesi ile nitelendirilebilecek oyunları ve bu oyunculukların seyredene geçirdiği samimiyet duygusu ile de dikkat çekiyor. Belki ortada bir büyük hikâye, takip konsantrasyonunu yüksek düzeyde tutacak olaylar yok ama hikâye karakterlerinin sempatisi üzerinden kendisini rahatça seyrettiriyor. Burada belki eleştiri konusu yapılabilecek temel unsur hikâyenin bir süre sonra savrulmaya başlaması ve herhangi bir sürpriz unsuru içermeden ilerliyor olması. Bu eleştiriye komedi dozunun kara mizah ile standart mizah arasına bir yerlerde sıkışmışlığı da eklenebilir.

İşten atılan çalışanlara tarot falı üzerinden psikolojik destek veren psikolog ve ateist baba ile dindar yahudi oğlu arasında çocuğun sünneti üzerine geçen diyaloglar gibi keyifli anları ve yüksek bir cam binada küçük figürler halinde görüntülenen beyaz yakalı insanların plaza hayatları gibi güçlü görsel yanları da olan film sonuç olarak belki biraz fazla sakin ama seyre değer bir çalışma.

(“Optical Illusions” – “Optik Yanılsamalar”)

(Visited 61 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir