Perde Arası – Virginia Woolf

perde-arasiİngiliz yazar Virginia Woolf’un son romanı. Yazarın intiharından kısa süre önce tamamladığı ve ölümünden sonra basılan kitabı 1939 yılının Haziran ayında, “kusursuz bir yaz ikindisi”nde geçiyor. Büyük bir konağın bahçesinde, yörede yaşayanların her yıl yaptıkları gibi sergiledikleri bir amatör oyununun hemen öncesinde ve sonrasında yaşananları ve oyun sırasında -bizi de seyircilerin arasına katarak- olan biteni anlatıyor. Yaklaşmakta olan İkinci Dünya savaşı oyun karakterlerinin biri dışında pek de gündeminde değildir kimsenin ve bir ara üzerlerinden geçen uçak filosunun konuşmaları bölmesi dışında varlığını hissettirmez hiç. Çevirmen Tomris Uyar önsözde çeviride karşılaştığı iki zorluğu vurguluyor: Woolf’un İngilizcenin özelliklerini kullanarak yaptığı ses oyunları (benzer sesli kelimelerin peş peşe kullanımı vb.) ve yazarın kitap boyunca İngiliz edebiyatından izler taşıyan ve farklı eserlerin “bazen olduğu gibi alıntılanmış, bazen değiştirilmiş dizeleriyle tümceleri”. Bu nedenle romanın özellikle İngiliz edebiyatı ve hatta tarihine aşina olanlara hitap ettiğini söylemek mümkün belki ama olmayanların kitaptan uzak durmasını gerektiren bir sonuç da yok; evet, alacakları zevk bir parça eksik kalacak olsa da.

Yazarın ölümünden sonra kitabı eşi ve kendisi de bir yazar olan Leonard Woolf bastırmış ve “yaşasaydı eşinin romanda büyük değişiklikler yapmayacağı, belki birkaç önemsiz yerini değiştireceği kanısında” olduğunu söylemiş ama çevirmen Tomris Uyar bu fikri paylaşmıyor ve bazı tümcelerin “üstünde yeterince işlenmediği izlenimini verdiğini” söylüyor. Roman kabaca 4 bölümden oluşuyor: Oyun öncesi, oyunda geçenler, oyuna verilen arada yaşananlar ve oyun sonrası. Yazarın kendisinden izler taşıdığı söylenen bir kadın karakterin yazdığı ve yönettiği oyun temel olarak İngiliz tarihinden farklı dönemleri getiriyor yöre halkının karşısına bir amatör oyunun tüm karakteristikleri ile. Bir “oyun içinde oyun” denebilir okuduğumuza belki ama oyunun kendisinden çok seyircileri önemli olan romanda. Yıllardır değişmemiş izlenimi veren hayatlar, esnemeler, iç geçirmeler, flörtler, gizli arzular, dile getirilemeyenler bir “seyirlik köy oyunu” vesilesi ile bir araya gelen karakterleri bize tanıtırken, sergilenen oyun sırasında oyuncuların seyircilere doğru uzun süre tuttuğu aynaların neden olduğu “rahatsızlık” da tüm karakterlerin kendileri ile yüzleşmelerini ve bilerek/bilmeyerek hayatlarında oynadıkları roller üzerine düşünmelerini sağlıyor. “Ve arkalarını sahneye dönen seyirciler, konağın her biri güneşin altın ışığıyla yanan pencerelerini görüp… yine de duraksadılar bir an, ola ki o göz kamaştırıcı parıltının arasından kazandaki çatlağı seçtiler; ya da halıdaki deliği; ya da her gün kapının altından atılan günlük faturanın hışırtısını duydular” cümleleri bir yandan yaklaşan savaşın bozacağı sakinliği ve yüzeydeki mutluluğu söylerken bize, öte yandan karakterlerin gerçek hayatlarında oynamak isteyip oynamadıkları rollerin neden olduğu hüznü de destekliyor. Oyundan sonra dağılan seyircilerin daldan dala atlayan konuşmalarını nakleden Woolf adeta mikrofonu ile girmiş kalabalığın içine ve kaydettiği bölük pörçük cümleleri aktarmış bize ki romanın en keyifli paragraflarından bazıları var bu bölümde.

Romanın son iki cümlesinde “Sonra perde kalktı. Konuştular.” diye yazmış Woolf oyunun bitiminden sonra konağa dönen ev sahipleri için ve gerçek hayattaki oyunun başladığını söylemiş bize. Kelimelerin, cümlelerin arkasındaki gizli anlamlar; yalın bir dille ama derinlikle çizilen karakterler; bir bakışma ile başlayan veya biten ilişkiler ve oynanan rolleri anlatan kitap ilgi çekici bir Woolf romanı olarak okunmayı hak ediyor.

(“Between The Acts”)

(Visited 393 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir