Yalnız Kadınlar Arasında – Cesare Pavese

Cesare Pavese’nin “Tepelerdeki Şeytan” ve “Güzel Yaz” kitapları ile birlikte ve “Güzel Yaz” başlığı altında yayınlanan ve 1947 yılından bu yana verilmekte olan prestijli “Strega” ödülünü kazanan kitabı. Bu ödülü aldıktan sonra bir otel odasında intihar eden Pavese’nin bu romanı da bir intihar demesi ile açılıp bir intihar denemesi ile kapanıyor. Kadınlarla sorunlu bir ilişkisi olan ve “Yaşama Uğraşı” başlıklı günlüğünde “Gerçeğin mutlak mantığına inanan filozoflar bunu hiç bir kadınla tartışmak zorunda kalmamışlardır” gibi sözleri olan yazarın, kitabı bir kadın karakterin ağzından anlatması ilginç öncelikle. Bir giyim mağazasını açmak ve yönetmek üzere, on yedi yıl önce terk ettiği Torino’ya geri dönen bir kadının burada karşılaştığı ve ağırlıklı kadın olan karakterlerle geçen günlerini anlatan bu kısa roman İkinci Dünya savaşı sonrası İtalya’sında hayatlarındaki boşluk ve anlamsızlığın üstesinden farklı yöntemlerle gelmeye çalışan bireyleri getiriyor karşımıza. “Yaşamak öyle bir saçma bir şey ki, insan dünyaya gelişin saçmalığına bile tutunmaya çalışıyor…” veya “… yaşamaktan, her şeyden, ama her şeyden, hem süratle geçen, hem geçmek bilmeyen zamandan duyulan bezginlikti” gibi cümlelerin sıklıkla yer aldığı roman bir olay örgüsünü anlatmaktan çok karakterlerinin bezgin ve huzursuz günlerini sergilemeyi tercih ediyor. Bunu yaparken de kimi zaman ön plana çıkararak, kimi zaman biraz gerilere iterek, ama varlığını hep hissettirerek bir melankoli ile sarıyor karakterlerini ve dolayısı ile okuyucusunu. “İnsanın istediğini hep elde ettiği, ama artık işin işten geçmiş olduğu” düsturunu benimseyen karakterlerden, boşluklarını hedonizme göz kırpan hayatlar yaşayanlarla kapatmaya çalışanlara, anlamsız konuşmalar ve gezilerden kimsenin mutlu olmuş gibi görünmediği partilere kadar bu melankoli her an varlığını gösteriyor kitap boyunca.

Tıpkı baş karakteri Cleila gibi bir parça soğuk bir dil ile yazılmış olan ve bu seçimi ile Pavese’nin derdini çok daha etkileyici anlatmasını sağladığı roman sık sık “çalışmak” kavramı ve “çalışmaya ihtiyacı olmayan ama sahip oldukları boş zamanı ile ne ile dolduracaklarını bilmeyen karakterlerin huzursuz hayatlarının boşluğu üzerine de düşünmeye davet ediyor okurunu. Kitabın tüm o kadın karakterleri içinde tek çalışanın yoksul bir hayattan gelen baş karakter Cleila olması ve diğer tüm karakterlerin maddi değil ama manevi olarak yoksul olan hayatlarının onun gözlemleri ve sözleri ile bize aktarılması, Pavese’nin hayat anlayışı ile oldukça tutarlı elbette. Kitapta ikinci planda kalan erkek karakterler içinde Cleila’nın ve yazarın olumlu yaklaştığı tek karakterin “işini iyi yapmaya çalışan” ve davet edilmesine rağmen sıkıntılı karakterlerin hayatlarına “yaramaz bana” diyerek karışmayı ret edenin komünist Becuccio olması da aynı bağlamda değerlendirilebilir sanırım. Bir ressamın evindeki bir partinin anlatıldığı bölümünde çarpıcı anlatımı ile aslında kitabın derdinin ne olduğunun özetini bulabileceğimiz roman, tüm Pavese kitapları gibi hüzün ve yalnızlık duygusunu eksik etmeyecek üzerinizden okuma süreci boyunca. Hazırlıklı olmak gerek! “Yaşamın Ucuna Yolculuk” kitabında izini sürdüklerinden biri olan Pavese’nin bu romanındaki Cleila karakterinde belki de kendisini de bulmuştu Tezer Özlü, kim bilir?

(“Tra Donne Sole”)

(Visited 298 times, 3 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir